



Ana
Sayfa
Demokrasi
Dikkat Çekenler
Önce Demokrasi
AB Yolunda
Haklarımız
Savaşa Hayır
Sivil Toplum
Sivil Anayasa
Minidev'in Amacı
Kültür
K Dergisi
Kültür-Sanat
Çevre
Gey-Lezbiyen Kültürü
L.G.B.T.T Yazıları
Alternatif Tıp
Başucu Yazıları
Cinsel Yaşam
Doğan Cüceloğlu İle İletişim Dünyası
Farklı Renkler, Farklı Kültürler
Süryani Kültürü
Yahudi Kültürü
Ermeni Kültürü
Rum Kültürü
Diğer
Minidev'de yazmak ister misiniz?
Reklamlarınız İçin
İletişim
YAZARLAR |

|
Güncelleme:
09.08.2001
İnsan Hakları Derneği
'Ulusal Güvenlik' hakkında
Sayın
Mesut Yılmaz'ın, partisinin kongresinde yaptığı konuşma,
gündeme oturdu. Sayın Yılmaz, ulusal güvenlik kavramının
sorgulanması ihtiyacını dile getirmiştir. Bu ihtiyaç, Türkiye
demokrasisinin ihtiyacıdır. Bankacılık işlemlerinden, hayvancılık
kredilerine, spor sahası yapımından, kültürel etkinliklere
değin içerik ve sınır belirsizliğinden kaynaklı olarak genişleyen
bir "ulusal güvenlik" anlayışı kabul edilemez.

Milli
Güvenlik Siyaset Belgesi'nin içeriğinden halk habersizdir.
Halkın, iradesini ortaya koyarak, ülkeyi yönetme yetkisi
verdiği TBMM üyeleri ve kurumsal olarak TBMM de, Milli Siyaset
Belgesi'inin içeriğinden habersizdir. Dolayısıyla Belge'nin
hazırlanması, uygulanması ve denetlenmesi TBMM'nin dışındadır.

Devletlerin, ulusal güvenlik ihtiyacı duymaları doğaldır.
Bu ihtiyacın sınırı, insan hakları ve demokratik değerlerle
çizilir. Pek çok kez dile getirdiğimiz gibi, "insan hakları
olmadan güvenlik olmaz."

Ulusal güvenliğin anlamı, içeriği, sınırları, güvenlik kurumlarında
görev yapanların algılama ve yorumlamalarına göre değişiklik
gösteremez. Ulusal güvenlik gerekçe gösterilerek ve her
konu ulusal güvenliğin ilgi alanına sokulacak tarzda yorumlanarak,
değerlendirme ve uygulama yapılamaz. Yapıldığının örneklerini,
TÜSİAD için hazırladığı raporda sayın Prof.Dr. Bülent Tanör
göstermiştir. (Bakınız, Demokratikleşme Perspektifleri,
1997,1999)

Dolayısıyla, ulusal güvenlik kavramı ve bu kavrama yüklenen
anlam ile birlikte oluşturulan Milli Güvenlik Kurulu ve
Genel Sekreterliği kurumları ve işlevleri, demokrasinin
sınırları içersine çekilmelidir.

Kavramın tartışılmasını isteyen Başbakan Yardımcısı'na Genelkurmay
Başkanlığı tarafından yanıt verilmesi düşündürücüdür. Hangi
konuların, nerede tartışılacağının ve hangi düşüncelerin
açıklanıp, hangilerinin açıklanamayacağının sınırı açıklamada
çizilmektedir. Türkiye demokrasisi açısından, içeriğinden
bağımsız olarak, böyle bir açıklamanın yapılmış olması,
büyük bir talihsizliktir.

Kimse kimseyi tehdit etmeden, susturmadan, uygarca tartışmalıyız.
Yurtseverlik tekeli kimseye bırakılamaz. Türkiye'de demokratik
standartlar, ancak düşünerek ve düşündüğünü açıklayarak
ve gerçekleşmesi için çalışarak yükseltilebilir. Tabularla
değil.

Hüsnü Öndül
Genel Başkan

Müstakil
Tüketiciler Birliği:
Sağlığımız kimin öz-elinde?

Özel sağlık hizmeti veren kurumların yaygınlaşması üzerine,
bu sektöre ılişkin olarak "sağlığımız kimin öz-elinde" başlığı
ıle bir araştırma projesini başlattıklarını açıklayan proje
koordinatörü ve Müstakil Tüketicıler Birliği Genel Başkan
Yardımcısı Av. Arife Gökkaya Dinç; "Bu proje ıle
özel sağlık hizmeti sunan kuruluşların fotoğrafı, tüketici/hastalar
için çekılecek" dedi.

Müstakiıl Tüketicıler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Av.
Arife Gökkaya Dinç konuyla ilgıli şu açıklamayı yaptı: "Sosyal
Devlet"; yurttaşına adalet, güvenlik, eğitim ve sağlık hizmetini
ücretsiz ve etkin olarak ulaştırmakla yükümlüdür. Anayasamızda,
Türkiye Cumhuriyeti'nin bir sosyal devlet olduğu belirtılmesine
rağmen, sağlık hizmeti ücretsiz ve etkin bir şekilde yurttaşa
ulaştırılamamakta, ulaştırılmaya çalışılan sağlık hizmeti
de kalitesiz, yurttaş için yorucu ve çoğu kez tedavi etmek
bir yana yurttaşın sağlığını daha da bozucu niteliktedir.

Devletin yeterli olmadığı sağlık sektöründe meydana gelen
boşluk, 1980'li yıllardan sonra özel sağlık kuruluşları
tarafından doldurulmaya başlanmış ve bir anda her yanımız
"özel hastane", "özel poliklinik", "sağlık kabini" ile sarılmıştır.

Bütün yurttaşları kuşatıcı, etkin ve ücretsiz sağlık hizmeti
vermekle yükümlü olan sosyal devletin bu görevini yerine
getirememesi, çoğalan özel sağlık kurumlarını da gereği
gibi denetleyemeyeceği endişesini oluşturmaktadır.

Özel sağlık hizmet sunumunun bu denli yoğunlaşması, aynı
zamanda hizmeti sunan ile hizmeti satın alan arasında hasta/doktor
ilişkisinin yanında, tüketici/satıcı ilişkisi de doğurmaktadır.
Ancak sağlık hizmetindeki ayıplı sunumun telâfisi çoğu kez
mümkün değildir. Yine hizmet-kalite-fiyat farklılıkları
nedeniyle rekabet ortamı oluşması istenirken, etik farklılıkların
meydana gelmeye başladığı da artık bılinmektedir.

Bu nedenlerle tüm bu soru ve endişelerimizin yanıtlarını
bulmak için "Sağlığımız kimin öz-elinde" projesini
başlatıyoruz. Proje iıle ülkemizdeki özel sağlık hizmetleri
ve ilgili kurumlarının fotoğrafını tüketici-hastalar için
çekeceğiz.

Proje için size ihtiyacımız var: Son dönemde satın aldığınız
özel sağlık hizmeti ve kurumuyla ilgili bilgilerinizi ve
deneyimlerinizi Müstakil Tüketiciler Birliği ıle paylaşın.

Av. Arife Gökkaya Dinç
Müstakil Tüketiciler Birliği
Genel Başkan Yardımcısı
Tel:(212)567 97 44 Faks:(212)567 36 47 [email protected]
[email protected]ıler.org
www.tuketicıler.org

GreenPeace
İncirlik ABD Üssü'nde
"Barışçıl protestoları
değil,
Yıldız Savaşları'nı durdurun!"

ABD'nin Yıldız Savaşları Projesini Durdurması
için Hiroşima'nın Yıldönümünde Dünya'nın dört bir yanında
eylemler yapılıyor

ABD'nin Nükleer Yıldız Savaşları Programına son verilmesi
talebiyle İncirlik Amerikan Askeri Üssü'nun girişini bloke
eden 11 Greenpeace eylemcisi, gözaltına alındı. ABD tarafından
Hiroşima'ya atılan atom bombasının kurbanlarının anısına,
dünyanın çeşitli ülkelerinde gerçekleştirilen uluslararası
protrestolar zincirine katılan Greenpeace çevre eylemcileri,
bugün İncirlik'teki Amerikan Üssü girişini bloke ederek
Yıldız Savaşları Projesi'ne son verilmesi çağrısında bulundu.
Eylemciler aynı zamanda, ABD'nin 14 Temmuz günü Vandenberg
Hava Kuvvetleri Üssü'nde yaptığı füze denemesine karşı barışcıl
bir gösteride bulundukları için ağır suçlamalarla yargılanmak
istenen 17 kişinin durumunu da gündeme getirdiler.(1)

Türkçe ve İngilizce "Yıldız Savaşlarını Durdurun" yazılı
tişörtler giyen 11 Greenpeace çevre eylemcisi, İncirlik'teki
Amerikan Üssü'nün girişini bloke ederek aynı mesajı taşıyan
Amerikan bayrağı biçiminde bir pankart açtılar. Amerikan
bayrağından yapılmış cüppesi ve tırpanıyla Azrail'i canlandıran
bir başka eylemci ise üssün girişi önünde sessizce olaya
tanıklık etti. Bu sırada yankılanan siren sesi, Başkan Bush'un
Yıldız Savaşları Programı'nın tetikleyeceği nükleer silahlanma
yarışına karşı bir uyarı niteliğindeydi. ABD Yönetimi'nin
barışçıl çevre eylemcilerini susturmaya yönelik baskılarını
simgeleyen küçük kafesin içinde bulunan bir eylemci ise
füze denemelerine son verilmesi çağrısını dile getirdi.

Eylem yerindeki özel güvenlik kuvvetleri, eylemcileri sert
bir şekilde yolun kenarına iterken askeri tesiste çekim
yapılmasının yasak olduğu gerekçesiyle basını da engellemişlerdir.
Greenpeace Akdeniz Ofisi Enerji Kampanyası Sorumlusu Melda
Keskin de dahil olmak üzere bütün eylemciler gözaltına
alınmıştır. Greenpeace Akdeniz enerji kampanyası sorumlusu
Melda Keskin: "ABD'nin Yıldız Savaşları programını
ateşleyeceği nükleer silahlanma yarışı dünyaya çok şey kaybettirecek.
Hiroşima ve Nagazaki'deki yüz binlerce atom bombası kurbanının
çektiği acılar ve ölümlerin bir daha tekrarlanmasına asla
izin verilemez," dedi.

Keskin, "Yıldız Savaşları programına karşı çıktıklarını
barışçıl bir biçimde ifade ettikleri için Federal mahkemede
suçlanan 15 Greenpeace protestocusu ve 2 bağımsız gazeteci,
nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya özlemi içinde
olan milyonlarca insanın sesi olmuştur. Kendisini demokrasi
ve ifade özgürlüğünün simgesi olarak göstermeye çalışan
ABD, karşı çıkışları bastırmakta ve dünya çapındaki bu muhalefeti
tümüyle yok sayarak füze programını dayatmaktadır, " diye
ekledi.

Los Angeles'daki 15 Greenpeace eylemcisi, 3 hafta önce protestolarla
geciktirilen Yıldız Savaşları füze denemesinin ardından,
eğer suçlu bulunurlarsa, 6 yıla kadar hapis cezası alacakları
suçlamalarla karşı karşıyalar. İki bağımsız gazeteci de,
sadece kamuoyunun bilgilendirilmesi amacıyla Kaliforniya'daki
bu son eylemi belgeledikleri halde, aynı yazgıyı paylaşıyor.
Greenpeace bu suçlamaların siyasi kaynaklı olduğuna
inanmaktadır. Greenpeace eylemcileri, dünya çapında
yaptıkları eylemlerle, Yıldız Savaşları Programı'na son
verilmesini isterken Hiroşima'nin yıldönümünü de hatırlatıyorlar.

Lübnan ve Tokyo'da Greenpeace eylemcileri ABD Büyükelçilikleri
önünde eylemler gerçekleştirdiler. Ayrıca, Yıldız Savaşları
Programının gelişiminde önemli bir yeri olan Grönland'daki
Thule Radar Üssü yakınında eylemciler, buz üzerine nükleer
bomba kurbanlarını temsil eden gölgeler çizdiler.(2) Uluslararası
Greenpeace nükleer silahsızlanma kampanyası sorumlusu William
Peden'a göre, "Hiroşima ve Nagazaki'de açılan yaralar
asla iyileşmeyecek. Buna bir de elli yıllık nükleer silah
üretiminin kurbanları ve yarattığı çevresel yıkım eklenmiştir.
George Bush, Yıldız Savaşları programını acımasızca
hayata geçirmeye çalışarak, atom silahı kurbanlarının anısına
saygısızlık yapmaktadır."

ABD'nin yüksek düzey yetkilileri, Yıldız Savaşları planlarında
işbirliği yapmaları için ikna etmek üzere geçtiğimiz aylarda
Türkiye ve bazı Avrupa ülkelerine çeşitli ziyaretlerde bulundu
(3). Keskin sözlerine şöyle son verdi: "Durdurulması gereken,
Yıldız Savaşları programıdır; barışçıl protestolar değil."

NOTLAR:
(1) StarWars programına karşı gelmekten yargılanan 17 kişi,
13 Ağustos'da Los Angeles'da ifade verecek. Mahkeme tarihi
ise bundan sonra belirlenecek. Protestocuların serbest bırakılmaları
talebiyle dünyanın çeşitli ülkelerindeki Amerikan büyükelçiliklerine
mektuplar da gönderilmektedir.
(2) MV Arctic Sunrise adlı Greenpeace gemisi, Yıldız Savaşları'nı
Durdurun kampanyasının bir parçası olarak şu anda Grönland
turunu sürdürmektedir.
(3) Greenpeace Akdeniz Ofisi, 4 Haziran 2001 tarihinde ABD
Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in Türkiye'yi ziyaretine
ilişkin bir mektubu Dışişleri Bakanı İsmail Cem'e yollamıştı.
Hiroşima gününde gerçekleştirilen eylem sırasında Dışişleri
Bakanlığı'na ikinci bir mektup yollanmıştır.

Daha fazla bilgi için: Adana'da Greenpeace Akdeniz
Ofisi enerji kampanyası sorumlusu Melda Keskin (532) 324
32 04, Adana ve İstanbul'da Greenpeace Akdeniz Ofisi kampanyalar
yöneticisi Tolga Temuge (533) 214 87 76; Malta'da Greenpeace
Akdeniz Ofisi medya direktörü Caroline Muscat (+356) 490784
(ofis) ya da (+356) 942 9964 (cep); ya da Los Angeles'da
Uluslararası Greenpeace medya sorumlusu Sara Holden (+1)
805 291 1749; ya da Uluslararası Greenpeace nükleer silahsızlanma
kampanyası sorumlusu Wılliam Peden (+1) 202 285 9130. Dünyanın
çeşitli ülkelerindeki eylemlerin fotoğraf ve video görüntüleri
Amsterdam'daki Uluslararası Greenpeace merkezinden elde
edilebilir. Video: (+31) 205 249 543 Fotograf: (+31) 205
249 580 Greenpeace Akdeniz Ofisi Tel: (+090) 212 292 76
19 -20

'Düşünceye
Özgürlük: Herkes İçin'e dava açıldı
"Düşünceye Özgürlük-Herkes İçin" adlı kitapçığa yayıncı
olarak imza atan siyasetçi, yazar, müzisyen, oyuncu ve avukatlardan
oluşan 65 kişi hakkında 8 yıla kadar hapis istemi ile dava
açıldı. İstanbul DGM Cumhuriyet Savcısı Ahmet Ayvaz
tarafından hazırlanan iddianamede, aralarında müzisyen Şanar
Yurdatapan, oyuncu Zuhal Olcay, Ayşe Lale Mansur,
yazar Emine Şenlikoğlu, Abdurrahman Dilipak, Mustafa
İslamoğlu, Canan Ceylan, Adalet Ağaoğlu ve İstanbul
Barosu avukatlarından bir grubun da bulunduğu 65 kişinin,
Necmettin Erbakan, Hasan Celal Güzel, Akın Birdal, Murat
Bozlak ve Eşber Yağmurdereli'nin daha önce suça
konu olmuş olan yazılarını "Düşünceye Özgürlük: Herkes İçin"
adlı kitapçıkta yayınlamak suretiyle aynı suçları yayın
yoluyla yeniden işledikleri iddia ediliyor. (6 Ağustos 2001,
Zaman Gazetesi; TİHV Bülteni)

Daha bir önceki davaları bitmedi!
7 Eylül 2001 Cuma: Ankara Genelkurmay Askeri Mahkemesinde:
KARAR CELSESİ. 15 yayıncı hüküm giyecek.

Davet: Biz, DÜŞÜNCEYE ÖZGÜRLÜK - 2000 kitabı yayıncıları,
Cengiz Bektaş, Yılmaz Ensaroğlu, Siyami Erdem, Vahdettin
Karabay, Ömer Madra, Etyen Mahcupyan, Lale Mansur, Atilla
Maraş, Prof. Ali Nesin, Zuhal Olcay, Hüsnü Öndül, Yavuz
Önen, Erdal Öz, Salim Uslu, Şanar Yurdatapan, hepinizi 7
Eylül 2001 Cuma günü saat 10:00'da Ankara Genelkurmay Askeri
Mahkemesindeki karar celsesini izlemeye ve Saat 13:00'de
İHD Genel Merkezinde hep birlikte yapacağımız basın toplantısına
bekliyoruz.

Davanın geçmişi: Sanıklar hakkında, 2000 yılı Nisan
ayında yayınladıkları "Düşünceye Özgürlük-2000" adlı kitap
için DGM, Asliye Ceza ve Ağır Ceza'dan sonra 4. dava Genelkurmay
Askari Mahkemesinde açıldı. Sanıklar bu mahkemede, kitapta
yer alan, biri ÖDP 2. Bşk. Saruhan Oluç'un, öteki "Vicani
Red"ci Osman Murat Ülke'nin yazıları nedeniyle, TCY 155.
maddesinden -halkı askerlikten soğutmaya teşebbüs suçundan-
yargılanıyorlar. Daha doğrusu yargılanmıyorlar, yargılıyorlar.
Çünkü:

1.
Düşüncenin ve ifadenin suç olabileceğini hiçbir şekilde
kabul etmiyorlar.
2. Askeri bir kurulun, "Adil Yargı" ilkesiyle bağdaşmayacağı
gerekçesiyle ifade vermeyi ve savunma yapmayı da reddediyorlar.
DGM'lerin, yapılarındaki bir tek asker yargıçtan ötürü Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi tarafından "Adil Yargı" mercii olamayacaklarının
karara bağlandığını, bu mahkemede ise yargıçların ve savcının
hepsinin asker olduğunu hatırlatıyorlar.
3. "Halkı Askerlikten Soğutmak" denilen suçu da reddediyor,
demokratik bir ülkede hiçbir kurumun kendini "Eleştiri"
dışı, "Toplum denetimi dışı" ilan edemeyeceğini söylüyorlar

İlk
iki celsede yalnızca "Usul Hakkında" itirazlarını yaptılar,
yani bu görüşlerini kayda geçirdiler. Üstelik mahkemeye
gelişlerine neden olan yasa maddelerinin Anyasa'ya aykırılığını
ileri sürerek düzeltilmeleri talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne
gönderilmelerini istediler. Bu istek "ciddi" bulunmadı.
Kurul, bu davadan kurtulmak için önündeki son fırsatı da
böylece kaçırmış oldu. Artık sonuç önceden belli. Çünkü
Şanar Yurdatapan ve gazeteci Nevzat Onaran, AYNI YAZILAR
nedeniyle ve AYNI MAHKEME tarafından hapis cezasına çarptırıldılar,
cezaları, tüm itirazlara karşın Askeri Yargıtayca onaylandı.
Her ikisi hapse girip yattılar ve çıktılar. (Dava Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesine yollandı bile.)

Aleniyet
İhlali 23 Mayıs ve 29 Haziran tarihli celselerde, apaçık
bir "Anayasa ve yasa çiğnenmesi" daha yaşandı. Mahkemelerin
"aleniyeti"nin hem anayasa hem de sivil ve askeri yargı
usul yasalarında güvence altına alınmasına rağmen, izleyiciler
ve basın (Anadolu Ajansı muhabiri hariç), Genelkurmay binasındaki
kapı görevlileri tarafından duruşmalara alınmadılar. Mahkemeye
yapılan şiddetli itirazlar ve mahkemenin aynı görüşe katılarak
basın ve izleyicilerin salona alınmasını istemesi de sonuç
vermedi. Aralarında ABD büyükelçiliği gözlemcisinin de bulunduğu
izleyiciler ve basın, bina girişindeki bekleme yerinden
adeta kovulurcasına uzaklaştırılmışlardı. Bu suçu işleyenler
ve onlara emir veren sorumlular hakkında gerekli işlemin
yapılması için mahkemeye suç duyurusunda bulunuldu, Genelkurmay'ın
-nedense- doğrudan bağlı olduğu Başbakanlık'a ayrıca yazıldı.
7 Eylül günü ne olacağını biz de merakla bekliyor ve hepinizi
bu önemli duruşmayı ve basın toplantısını izlemeye davet
ediyoruz.
Diğer davalar Aynı kitap hakkında açılan diğer davalar Üsküdar
2. Ağırceza ve Üsküdar 2. Asliye Ceza mahkemelerinde sürüyor.
DGM'de açılan dava ise beraatle sonuçlanmış, bu karara hem
savcı hem de sanıklar itiraz etmişerdi. Karar Yargıtay'dan
döndü. Sanıklar İstanbul 5 no'lu DGM'de tekrar yargılanacaklar.
Türkiye değişimlere gebe, ama her gebenin bir de ebeye ihtiyacı
var. Demokrasi ne yazık ki kendiliğinden doğmuyor.
Sevgilerimizle.
|
|
|

SİVİL
TOPLUM


 










TÜM
STK'lar
İÇİN TIKLAYIN
Yazarlar

Merih
Akalın

Zehra Akdoğan

Cengiz Aktar

Uğur Alper

Orhan Bahçıvan

Dr. Arı Balcı

Rüstem Batum

Şabo Boyacı
 
Doğan Cüceloğlu

Şuayip Dağıstanlı

Dilek Dalaklı

Önal Demirci

Tuğrul Eryılmaz

Aynur Gedik

Dr. Mehmet Gürsel

Hakan Kuyucu

Sevin Okyay

Hakan Onum

Dr. Erhan Özer

Dr. Ender Saraç

Robert Schild

Cem Şen

Aykut Tankuter

Umur Talu

Anna Turay

Metin
Yahya Üster

Aret Vartanyan

Dr. Nesrin Yetkin

Erol
Yurderi
Servisler
YENI Okurdan

Bizi desteklemek
İster misiniz?

Yardım

E-posta

Favorilerinize
Ekleyin

miniDEV'i
Tavsiye Et

İletişim

miniDEV'i
Ana Sayfanız yapın
|