

İnsan Hakları Derneği
İşkenceye Sessiz Kalma
Dayanışma Çağrısı
1991 yılının Ocak ayında gözaltına alındığı Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde
işkence sonucu yaşamını yitiren Birtan Altınbaş'ın ölümü nedeniyle
8 Emniyet görevlisine karşı açılan davanın Ocak ayı duruşması 14
Ocak 2004 tarihinde saat 10:10'da Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde
görülecek. 15 Ocak ise Birtan Altınbaşın gözaltında yaşamını yitirişinin
13. yıl dönümü olacak.

Eğer bu ülkede işkence olmasaydı, Birtan şimdi Bilgisayar mühendisi
olarak yaşamına devam ediyor olacaktı ve belki de sizin, bizim çalışma
arkadaşımız, ya da eşimiz, ya da yakın arkadaşımız olacaktı. Bu
gözaltında yaşamını yitiren Özgür, Metin, Süleyman, Yunus ve diğerleri
için de geçerli.

İşkence, insanlık onuruna karşı işlenmiş en büyük suçlardan biridir.
Ülkemizin topraklarında ise bu suç çok işlenmiştir. İşkence yapanlar,
işkence altında insan yaşamına son verenler, işkence yapılmasına
izin verenler ise işledikleri suçun cezasını çekmemekte, hayatlarına
normal bir biçimde devam etmektedirler. Birtan Altınbaş'ın ölümü
ile ilgili olan dava da diğer işkence ve gözaltında ölüm davaları
ile aynı hatta seyrediyor. Her duruşma Zaman Aşımına doğru
gittiğimizi hissettiriyor.

Bildiğimiz bir tek şey var. O da işkenceye dur diyecek olanların
biz olduğudur. Demokratik kamuoyunun direnci ve dayanışması ile
bu insanlık suçunun ortadan kalkması, bu suçu işleyenlerin cezalandırılması
ancak olanaklı olacaktır.

Birtan Altunbaş'a işkence yapanlar ve onun ölümüne sebep olanların,
başkalarına işkence yapmasını ve hayatlarını ellerinden almasına
izin vermeyelim.

14 Ocak 2004'de saat 10:00'da Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde
işkenceye karşı mücadeleyi hep birlikte verelim.

İnsan Hakları Derneği
Tunalıhilmi Cad. 104 / 4 Kavaklıdere - Ankara
Tel-Fax: (312) 466 49 13-14 / 425 95 47- 467 22 19
e-mail: [email protected] www.ihd.org.tr

İHD
2004 Ajandası Çıktı
  

Ankara'da önemli buluşma
STK Kapasite Geliştirme Eğitimi
AB tarafından desteklenen Sivil Toplum Geliştirme Programı altında
faaliyet gösteren STK Destek Ekibi'nin toplam 13 ilde düzenlemekte
olduğu "Kapasite Geliştirme Eğitim Semineri" dahilinde Ankara ve
çevre illerinde gerçekleştirmeyi planladığı etkinliğin programı
şöyle:

STK Destek Ekibi'nin Anadolu'da düzenlediği eğitim programlarının
onuncusu Ankara Best Apart Hotel toplantı salonunda gerçekleşecek.
Dört günlük periyodlarla 3 grup halinde yapılacak eğitimlerin ana
konularını "Proje Döngüsü" ve "İletişim" oluşturuyor. Eğitim programına
ANKARA'nın yanısıra KIRIKKALE, YOZGAT, ÇANKIRI, ÇORUM, KONYA, AFYON,
ESKİŞEHİR, KARABÜK, KASTAMONU, BARTIN VE AMASYA illerinde bulunan
ve kadın, çocuk, gençlik, insan hakları, engelliler, çevre, kültür
ve kalkınma alanlarında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları
da dahil olacak.

Eğitime bavşuruda bulunacak STK temsilcilerinde aranan özellikler:
1- İllerde bulunan ve kadın, çocuk, gençlik, insan hakları,
çevre, kültür, tarih ve kalkınma alanlarında faaliyet gösteren sivil
toplum kuruluşlarından temsilciler başvuruda bulunabilirler.
2-Eğitimlere katılacak olan STK yöneticisi, çalışanı veya
gönüllüsünün bağlı olduğu kurum tarafından aday gösterilmesi ve
katılımcının yerel bir STK'nın, ulusal bir STK'nın şubesinin veya
yerel sivil girişimin aktif mensubu olması gerekmektedir.
3- Eğitimin yapıldığı bölgede (ilan edilen illerde veya
bu illere bağlı ilçe ve köylerinde) yerleşik olması zorunludur.
4- STK faaliyetlerini ve eğitim programlarını desteklemeye
istekli olması, yerel STK'ların ihtiyaçlarına cevap verebilecek
beceriyi taşıması ve diğer yerel sivil toplum kuruluşları ile yapıcı
diyaloglar ve ilişkiler kurabilmesi tercih nedeni olacaktır.
5- Temsilcinin 18 ile 50 yaş arası olması şartı aranmaktadır.
Kurs başvuruları yeterli olmaması halinde yaş üst sınırı esnek tutulacaktır.
6- Temsilcilerin daha önce bu nitelikte bir proje döngü
yönetimi ve iletişim eğitimine katılmamış olması şartı aranmaktadır.
7- Sanayi ve Ticaret Odaları ile Sendikalar, STGP altında
farklı projeler kapsamında oldukları için STK Destek Ekibi tarafından
organize edilen eğitimlerde hedef grupların dışında bırakılmışlardır.
Meslek Odaları, İşadamları Dernekleri de hedef gruplar dışında bırakılmıştır.
Ancak başvurular yeterli olmadığı takdirde bu gruplardan da katılımcılar
toplantılara dahil edilebilirler.
8- Yerel gündem 21 üyeleri ancak mensubu oldukları STK'lar
adına başvuruda bulanabilirler.
9- Devlete bağlı vakıflar (üniversite vakıfları dahil) ile
hayır ve yardımlaşma dernekleri, okul aile birlikleri ile okul koruma
dernekleri, spor kulupleri, STGP Yerel Sivil Girişimler Programı
Hedef grubu içinde yer almadığı için seçim dışı bırakılacaktır.
10- Son güne kadar başvuruda bulunmayan, derneği tarafından
onaylanmayan, eksik ve hatalı başvuruda bulunan kişiler eğitim toplantısına
katılamazlar.
11- STK 'yı temsilen seçilen kişinin değiştirilmesi durumunda
STGP STK Destek Ekibinin toplantı başlamadan en az bir hafta önce
haberdar edilmesi gerekmektedir.
12- Tüzel kişiliği olmayan yerel sivil girişimler, platformlar
ve gruplar toplantılara başvuruda bulunabilirler. Ancak bu kişiler
etkinlerini ve önceliklerini başvuru formunda belirtmelidirler.
13- Başvuruda bulanan STK'lar ancak birer temsilci ile toplantılara
katılabilirler. 20-25 kişiyi geçmeyen gruplarda mevcut sayı dolmadığı
takdirde STK'ların şubelerinden de bir temsilci seçilebilir.

Konuya ilgi duyan STK'ların ekte yer alan katılım formunu doldurarak;
10-13 OCAK 2004 (1.Grup ) için son başvuru tarihi 5 OCAK
2004, 17- 20 OCAK 2004 (2.Grup) için 12 OCAK 2004, 24-27
OCAK 2004 (3.Grup) için de son başvuru tarihi 19 OCAK 2004
Tarihlerine kadar [email protected]
adresine veya 0 312 447 77 84 numaralı faksa göndermeleri gerekiyor.
Eğitime katılacak kişilerin listesi son başvuru tarihini takip eden
iki gün içinde web sayfamızda yayınlanacak. (www.stgp.org).

Bu aşamayı takiben eğitim programının detayları ile ilgili bilgiler
katılımcılara iletilmesi planlanıyor. Gönderilen teyit mektubunda
Ankara dışından katılacak STK temsilcilerine ne kadar harcırah ödeneceği
de belirtilecek. (Ek-1 Başvuru Formu)

Tuba Çameli
STGP STK Destek Ekibi İletişim
Sorumlusu


Nesin Vakfı'ndan mektup:
Sadece Umut
değil,
hepimiz canavar gibiyiz
Sevgili Dostlar,

Trakya'nın dondurucu kışlarından birini daha yaşıyoruz. Vakıf binası
kaloriferli elbet, kalorifersiz vakıf mı olurmuş! Ancak yeterince
yer olmadığından Vakıf binasından sürüldüm, ordan oraya atıldıktan
sonra kendimi Dereboyu'ndaki evde buldum. Babamın tavuk kümesi olarak
başlattığı, kümesi çok beğenip üstüne güvercinlik yaptırttığı, güvercinliğe
bayılıp üstüne bir de kendine çalışma odası çıktırttığı, daha yaşasaydı
gökdelen yaptırtacağı üç katlı temelsiz ve kalorifersiz evin güvercinlik
katında yaşıyorum.

Babam kendi oturduğu yerlere ve kütüphanelere kalorifer yaptırtmamıştı.
"Kitaplarla ben üşümeyiz" diye düşünüp kömür parasından tasarruf
etmişti. Aziz Nesin üşümez ve Aziz Nesin'e bişeycikler olmaz, ama
kitaplar üşümeseler de nemden çürürler. Kütüphaneye kalorifer yaptırttık.
26 bin kitabı ve belge dolu 1500 dosyalık arşivi korumak bedava
olmuyor.

Aziz Nesin'in yaşadığı yerler hâlâ kalorifersiz. Her gün 400-500
kilo kömür yakılıyor Vakıf'ta... Yasemin Tutal, Nesrin Kapkaçcı,
Yilkarbon ve Atakas şirketleri, Ali Meral ve Yedikulespor sayesinde,
eğer çok sert geçmezse, bu kışıı sonunu kömür almadan getirebileceğiz.

Mahkemeden henüz bir haber çıkmadı. Ama hiç merak etmiyorum sonucu.
Kaybetmemiz olası değildir. Kendimizi çok iyi savunduk duruşmada,
mübaşir bile bir an kendini kaybedip avukatımızı alkışlamıştı. Rakibimizin
performansını soracak olursanız... Tahmin edebileceğiniz gibiydi...

Geçen mektubumda arazimizi acımasızca yiyen dereyi baharda islah
edeceğimizi yazmıştım. Vakıf binasının projesini çizen Tan Oral
Dereboyu'na da bir proje çiziyor. Oraya, gözyaşartıcı ne kelime,
hüngür hüngür ağlatıcı romantizmde bir gezi alanı yapmayı tasarlıyoruz.
Bunun için de taşa, toprağa ve inşaat mühendisine gereksiniyoruz.
Çoluk çocuk çalışarak yolumuzu yaptık. Artık geceleri çamura batmadan,
taşlara takılmadan, bisikletlere, kaydıraklara çarpmadan yolumuzu
bulabiliyoruz.

En çok da Umut çalıştı yol yapımında. Umut'tan söz etmiştim daha
önce, hani Vakf'a bir elinde taş, bir elinde sopa bir canavar olarak
gelmişti de daha sonradan çocuğa dönüşmüştü, hani sünnetçisiyle
pek iyi geçinemeyen, işte o küçük Umut o kadar memnundu ki kendinden
küreği sallarken...

Tek kusuru var Umut'un: Kızları dövüyor. Sekiz kız bana gelip Umut'u
şikayet ediyor:
"Alyabi (Ali Abi demektir), Umut bizi dövüyor..."
"Siz de onu dövün, diyorum, sekiz kızsınız..."
Dövemiyorlar...
Elbet kızları sevecek yaşa da gelecek. Heyecanla bekliyoruz.

Hazır yolu yapmışken bir de bir ekmek fırını ve kamp ateşi çukuru
yapalım dedik. Uzun yaz geceleri kuzu çevireceğiz, sonra da bir
güzel ateş yakıp yalnız yıldızlara türkü yakacağız.

Seramik atölyemizin tornası baş döndürücü bir hızla dönüyor. Seramikçilerimiz
Esengül, Gülcan ve Saliha eşi benzeri görülmemiş güzellikte şeyler
yaratıyorlar. Meğer mutluluk için sadece çamur yeterliymiş. Yaptiklarını
hediye fuarında satıp Vakf'a gelir sağlayacaklarmış... Yapmayın
etmeyin diye yalvarıyorum, fayda etmiyor, cânım seramikleri yok
fiyatına satacaklar. Sanattan hiç anlamıyorlar!

Sadece Umut değil, hepimiz canavar gibiyiz, canla başla çalışıyoruz.

Sevgiler,

Ali Nesin

Davet:
İnsan
Hakları Aktivizmi toplantısı
İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama Ve Araştırma
Merkezi tarafından düzenlenen "İnsan Hakları Aktivizmi" (7)
toplantısına davetlisiniz.
Barbara Harrell-Bond: Kahire Amerikan Üniversitesi
İnsani Yardım: Hayır İşi Mi Yoksa Hak Mı?
(Simultane çeviri yapılacaktır)
10 OCAK 2004 14.00-17.00
Kurtuluşderesi Cad. No: 47 Dolapdere Mahkeme Salonu
Katılıma açıktır.

İnsan
Hakları Derneği
Kutlu olayı İfade Özgürlüğüne
Darbedir
Basına verdiği bir demeçle Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nde asılı mareşal üniformalı resmini eleştiren AKP
Adıyaman milletvekili Hüsrev Kutlu, basın ve bazı çevrelerce
siyaseten linç edilmiştir.

TBMM çatısı altında düşüncelerini özgürce ifade etme hakkı bulunan
sayın Kutlu'nun maruz kaldığı baskılar düşünce ve ifade özgürlüğünün
ihlalidir. Özellikle militarist yaklaşımlara yönelik eleştirilere
gösterilen olağanüstü tepkiyi insan hakları savunucuları olarak;
statükonun sivilleşmeye olan direnci olarak görüyoruz.

3 Kasım seçimlerinde demokratikleşme, sivilleşmeye, insan haklarının
geliştirilmesi, düşünce ve ifade özgürlüğüne tahammüllü bir devlet
anlayışından söz eden AKP yöneticilerinin, kendi partilerine mensup
bir milletvekilini "düşünce ifade etmek"ten ibaret davranışı nedeniyle
disiplin kuruluna vermeleri tam bir çelişkidir.

Bu davranış, düşüncenin ifade edilmesine vurulmuş bir darbedir.

İnsan Hakları Savunucuları olarak; TBMM çatısı altında bulunan vekillerin
ve her insanımızın düşüncelerini özgürce ve hiçbir baskıya maruz
kalmadan ifade etme hakkı bulunduğuna inanıyoruz. AKP'li yöneticilerinin,
sayın Kutlu'yu disiplin kuruluna sevk eden kararı bir kez daha gözen
geçirmesini istiyoruz.

Düşünce ve ifade özgürlüğü herkese,

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
|