2003
- Dünya Cüzzam Günü Etkinlikleri
26 Ocak 2003 Pazar
12.30 Dünya Cüzzam Günü Etkinliği
Belçika İstanbul Konsolosluğu'nun katkılarıyla
Program: Müzik Dinletisi
Açılış Konuşmaları:
Thomas Antoin Belçika İstanbul Başkonsolosu "Hoşgeldiniz ve Sunuş"
Prof. Dr. Türkân Saylan "Dünya Cüzzam Günü Mesajı"

Konferans
Prof. Dr. Michelle Lechat
Belçika Louvain Catholic Un. "The History of Leprosy and Stigma"
Cüzzam savaşına katkıda bulunanlara teşekkür plaketlerinin verilmesi

Müzik Dinletisi
27 Ocak 2003 Pazartesi
Fotoğraf Sergisi Açılışı "Lepra"
Sevgi Çiçek ve Aylin Dikmen
İstanbul Tıp Fak. Dekanlık Sergi Salonu
Çapa-İstanbul (Sergi 31 Ocak'a kadar açık kalacaktır.)

29 Ocak 2003 Çarşamba 10.00:
İstanbul Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi Cüzzam Haftası Etkinliği
İstanbul Tıp Fakültesi Hulusi Behçet Kütüphanesi Toplantı Salonu
Program:
Açılış Konuşmaları Prof. Dr. Türkân Saylan "Dünya Cüzzam Günü Mesajı"
Prof. Dr. Güzin Özarmağan

Panel: "21. Yüzyılda bilim karşısında ön yargılar ve stigma" Kolaylaştırıcı:
Prof. Dr. Türkân Saylan
Prof. Dr. Mehmet Arıkan Cer. Tıp Fak. Psikiyatri AB Dalı Öğr. Üyesi
Prof. Dr. Şefik Görkey Marmara Ün. Tıp Fak. Etik ve Deontoloji AB
Dalı Öğr.Üyesi
Prof. Dr. Arın Namal İst. Tıp Fak. Tıp Tarihi ve Deontoloji AB Dalı
Öğr. Gör.
Prof. Dr. Ayşe Yüksel Van 100.Yıl Ün. Tıp Fak. Halk Sağlığı AB Dalı
Öğr. Üyesi

Araştırma Sunuşu: "Lepranın Sosyal Boyutu"
Yrd.Doç.Dr. Aylin Dikmen Mimar Sinan Ün. Sosyoloji Böl. Öğr.Gör.

Multivizyon Gösterisi: "Dünden Bugüne Lepra"
İLTEK Grup
Yer: İstanbul Tıp Fakültesi Hulusi Behçet Kütüphanesi Toplantı Salonu
Tarih: 29.01.2003 Saat: 10:00-12:30
Düzenleyen: İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Lepra Araştırma ve Uygulama
Merkezi
Katılımcılar: İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi
Cüzzamla Savaş Derneği

İstanbul Üniversitesi Lepra Araştırma Ve Uygulama Merkezi İstanbul
Lepra, Deri Ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi
Cüzzamla Savaş Vakfı
Cüzzamla Savaş Derneği
NOT: Radyo ve tv programları da yapmak
istiyoruz. Lütfen bizimle bağlantı kurunuz.
0212-543 23 72 / 0212-570 10 26-160
Faks: 0212-583 00 86
www.hayad.org.tr

Anma:
Ayşe Nur Zarakolu
Sevgili dostlarımız;
İnsan Hakları Savunucusu, derneğimizin yönetim ve onur kurulu üyesi-yayıncı
Ayşe Nur Zarakolu'nu ölümünün 1.yıldönümünde düzenleyeceğimiz mütevazi
bir törenle anacağız.

1 Şubat 2003 tarihinde 17.00-20.00 saatleri arasında
Taksim Sırselviler Caddesi üzerinde bulunan
Nazım Hikmet Kültür Vakfı'nda yapılacak bu etkinliğe İnsan hakları
savunucuları, düşünce dostları, Ayşe Abla'ya dair söyleyecek sözü
olan herkes davetlidir.

Etkinlikte, Ayşe Nur Zarakolu İnsan Hakları Ödülü
verilecektir.

Konuyu bilgilerinize sunarız

Sevgilerimizle

İHD-İstanbul Şubesi


ÖSS
Mağdurları:
Acil eylem planında eğitimde köklü
reform bekliyoruz
Plana
göre üniversiteye giriş sistemi üç aylık bir süre içinde değiştirilecek,
yönetilebilir olmaktan çıkan büyük üniversiteler bölünerek yeni
üniversiteler kurulacak, ilköğretim okullarında 6. sınıftan itibaren
öğrencinin ilgi alanına göre eğitim alması sağlanacak. Hükümet,
Rektörler Kurulu tarafından tepkiyle karşılanan ÖSYM ve YÖK'ün yeniden
yapılandırılması konusunda da kararlı.

En kısa vadeli yapılacak işlerin başında ise üniversiteye giriş
sisteminin değiştirilmesi yer alıyor. 3 ay içinde yapılacak düzenlemeyle
ÖSS sınavında ortaöğretim başarı puanının etkisi artırılacak, meslek
liselerinin sınavdaki dezavantajlı durumu da ortadan kaldırılacak.
En geç bir yıl içinde ÖSYM, YÖK'ten bağımsız özerk bir kurum statüsüne
getirilecek, YÖK ise uzun vadeli eğitim planlaması yapan, üniversiteler
arasında koordinasyon sağlayan bir kurum halini alacak.

Sayın Kamuoyu, Ülkemizde tutarlı ve tam manasıyla fayda sağlar nitelikte
bir yükseköğretime giriş sisteminin mevcut bulunmadığı çoğul kamuoyunun
malumu durumundadır. Bu hususla ilgili 1981'den bu yana başta YÖK
ve MEB olmak üzere ilgili kurumların çalışmaları neticesinde yükseköğretime
giriş sistemi birçok kez değişikliğe uğratılmış ancak ideal sistemin
tespiti yolunda yoğun bir olumluluk elde edilemediği gibi birçok
menfi durumun meydan bulmasına da olanak sağlanmıştır.

Türkiye'deki yükseköğretime giriş sistemi geçirdiği değişimlerle
beraber farklı kitlelere getirdiği haksız uygulamaların da taşıyıcısı
olmuştur. Bu haksız uygulamalardan biri, belki de şimdiye kadarkilerin
en derini ise ilk yürütümü 1999 yılında yapılan, yeni sınav sistemi
değişiklikleriyle birlikte gelen ve Mesleki-Teknik Ortaöğretim Kurumları
öğrenci ve mezunlarının muhatap kılındığı vahim durumdur. Bu son
değişiklikle birlikte 57. Hükümet döneminde, Yüksek Öğretim Kurulu
(YÖK) ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Türkiye'nin halihazırdaki
ve ilerleyen zamanlardaki ara eleman ihtiyacına yönelik, salt bütüncül
kalkınmayı içerir bir şekilde ve her bireyin özgün sosyal bir varlık
teşkil ettiği dolayısıyla değişik mesleki yönelimlerinin olabileceği
gerçeğini yadsımak suretiyle Mesleki ve Teknik Liselileri şuursuz
birer kalkınma objesi olarak görmüş; bu bireylerin, ortaöğrenimlerindeki
mesleki kazanımlarını bir an önce fiiliyete dökmelerini ve yükseköğrenim
için harcadıkları zaman ve maddi değerlerin önlenmesini sağlayacak
şekilde Mesleki-Teknik Lise öğrenci ve mezunlarına yönelik büyük
bir haksızlık eylemine girişmişlerdir.

Bu hususla ilgili olarak Mesleki ve Teknik Eğitimde çizilmek istenen
tablo doğrultusunda, 57. hükümetin DSP kanadına bağlı Metin Bostancıoğlu
liderliğindeki MEB ve Kemal Gürüz liderliğindeki YÖK tarafından
Mesleki ve Teknik Liselilere bir dizi ağır haksızlıklar getirilerek,
bu öğrencilerin yükseköğrenim hakları neredeyse ellerinden alınmıştır.
(Mesleki ve Teknik Lise çıkışlıların 4 yıllık lisans programlarına
yerleşmelerinin 1998'e oranla 1999'da %55.4 düşüşü bunun en açık
kanıtıdır. Bkz. YÖK yerleştirme tabloları). Başta 2547 sayılı yükseköğretim
kanunu olmak üzere ilgili yasa ve yönetmeliklerde yapılan değişiklikler
ve Mesleki-Teknik Eğitim Bölgeleri gibi girişimler ile Mesleki ve
Teknik Ortaöğretim Kurumları tam manasıyla birer "Kalifiye İş Gücü
Fabrikası" na dönüştürülmeye çalışılmıştır.

1998'de alınan kararlar doğrultusunda 1999 ÖSYS'de tamamen bilinçli
ve bireysel haklara yönelik ulusal ve uluslararası yasaların çiğnenmesi
suretiyle Mesleki ve Teknik Lise çıkışlı üniversite adaylarına üniversiteye
girişte ağır kısıtlamalar getirilerek, birkaç Meslek Yüksek Okulu
ve bir iki lisans programı dışında başka bir fakülte ve yüksekokula
yerleşebilmelerinin imkansızlaştırılması bu amacın ilk adımı olmuştur.

İdeal bir eğitim-istihdam dengesi; istikrarlı kalkınma ve gelişmiş
bir ekonomiye sahip olma hedefinin gereğidir. Ancak bu hedefte ne
yapacağını bilip, nasıl yapacağını bilmemek yararın ötesinde büyük
zararlara kapı açabilmektedir. Aklın sadece kendisinde mevcut bulunduğunu
sanan, bireyleri şuursuz birer kalkınma objesi olarak görüp onlara
istediği yönelimi zorla da olsa kazandırmak isteyen, bu yolda hukukî
ve vicdanî bazı değerleri yok sayan ve başkaca görüşlere gereken
önemi vermeyen planlamacı zihniyetteki oligarşik yönetim gruplarının
karar ve yaklaşımları çağdaş dünyanın gereklerinden uzak, insan
haklarına darbe vuran eylemlerle sonuç bulabilmektedir.

Eğitim-istihdam dengesini sağlamak, ülkenin giderek artan ara eleman
ihtiyacını karşılayabilmek ve daha fazla vasıflandırabilmek, üniversite
kapılarında oluşan yığılmaların ve üniversite yolundaki ek giderlerin
önüne geçebilmek, ortaöğretimde mesleki vasıf kazandırılmış bireylerin
geridönüşümlerini en iyi şekilde alabilmek yolunda bir şeyler yapılması
gerektiğine karar getirmek ne yapacağını bilmektir.

Ancak, tüm bu hedefleri uzun süreçteki gereklilikleri ve alt yapı
çalışmalarını hayata geçirmeden, en önemlisi her ne olursa olsun
bireysel gelişimin kişilerin kendi inisiyatiflerinde olması gerektiğini
ve tüm demokratik ve çağdaş değerlerin bunu ifade ettiğini yadsımak
suretiyle kişilerin önüne kesin kalıplar koyarak, onları akıl ve
fikir yoksunu, şekillendirilmesi gereken varlıklar olarak görüp
"Sen bir şekilde ortaöğrenimini almak üzere bu kuruma kaydını yaptırdın.
Artık hangi alanda isen öyle devam edeceksin. Daha sonraları yetenek
ve eğilimlerinin başka alanlarda olduğunu görmen buna engel değildir.
Bireysel gelişimine ben karar veririm. Üstelik ben, çeşitli kaygılarımdan
ötürü senin alanın saydığım yükseköğretim programlarında bile sana
kısıtlama getirebilirim. " şeklindeki despot tutum nasıl yapacağını
bilmemektir.

1999 yılından bu yana gerçekleştirilen 'Yeni Sınav Sistemi' uygulamasının
Mesleki ve Teknik Lise öğrenci ve mezunlarına getirdiği bu derin
haksızlık nasıl yapacağını bilmemenin somut çıktısıdır. Bu uygulama
ile birlikte 4 yıldır, milyonlarca bireyin en temel haklarından
olan "Özgür bireysel gelişim ve eğitim hakkı" hiçbir çağdaş unsurla
bağdaşmayacak şekilde ellerinden alınmaktadır. Bu durum yararın
ötesinde birçok bireysel ve toplumsal zararın üreticisi olacak;
mesleğinden haz alamayan, gerekli verimi gösteremeyen, mutsuz ve
devletine küskün bireylerin ve ilgili olumsuzlukların toplumsal
yapıya getireceği yine olumsuz yansımaların tohumlarını teşkil edecektir.

Şimdiden milyonlarca meslek liseli genç, en dinamik yaşlarını muhatap
bırakıldıkları bu haksız eylemin getirdiği ruhsal bunalım içerisinde
geçirmektedir. Çağdaş dünya uygulamaları 'yaşam boyu eğitim' kapsamında,
bireylerin kendi formasyonlarını kendilerinin tayin etmelerini öngörür.
İdeal olan, kalkınmadaki beşerî boşlukları planlamacı zihniyetle
girişilen yaklaşımın değil, bireyler arasındaki niteliksel rekabetin
doldurmasıdır.

Birkaç nesle daha zarar verilmeden, ideal olanı yakalama yolunda
gereken değişikliklerin en hızlı şekilde hayata geçirilmesi için
kamuoyunun daha duyarlı olmasını talep ediyor, 58. Cumhuriyet Hükümeti'nden,
2003 ÖSS'ye varmadan önce bu derin haksızlığa çözüm getirilmesini
bekliyoruz.

Saygılarımızla,
Mesleki ve Teknik Liseliler
"Yükseköğrenim Hakkımızı Geri İstiyoruz!" İnisiyatifi www.yavesistem.cjb.net
- [email protected]

Ulusal ve uluslar arası hukuktan bazı hatırlatmalar: " T.C. Anayasası
5. madde Devletin Temel Amaç ve Görevleri "Devletin temel amaç ve
görevleri, .................... kişinin temel hak ve hürriyetlerini,
sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette
sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın
maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya
çalışmaktır."

"T.C. Anayasası 42. Madde Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi "Kimse,
eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz...................."

"İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 26. Madde "1. Her şahsın eğitime
hakkı vardır.................... Yüksek öğretim liyakatlerine göre
herkese tam eşitlikte açık olmalıdır.
|