
Konstantin
18 yüzyılda doğmuştur. Ancak nerede doğduğu ve nerede, nasıl hayata
veda ettiği konusunda kayıt bulunmamıştır.

Topkapı Sarayı Müzesi Kitaplığı'nda bulunan ve 18 yüzyılın son
çeyreğine tarihlenebilen bir albümde, Konstantin imzası taşıyan
iki resme rastlanır. Bu resimlerden biri genç bir delikanlıyı,
diğeri de genç bir kadını tasvir eder. İşte bu resimlerin, Rum
asıllı ressam Konstantin'in ilk eserleri olduğu sanılmaktadır.
Daha sonra, burada da gördüğünüz Üçüncü Selim'in tablosunu yaptığı
anlaşılmaktadır. (III. Selim'in hükümdarlığı 1789-1807 tarihleri
arasındadır). Topkapı Sarayı'ndaki Resim Galerisi'nde bulunan
bu büyük boyutlu yağlıboya eserde ressamın imzası olarak Konstantiniyye
Kapıdağı imzası görülmektedir. Ayrıca, sol üstteki tuğranın
altındaki tarih de 1803 (h. 1218) olarak okunmaktadır.

Padişah,
portresini pek beğenir. Konstantin'e, I. Osman'dan kendisine gelene
kadar tüm atalarının, yani padişahların portrelerini sipariş eder.
Konstantin bu siparişi guvaş tekniği ile hazırladığı bu portreler
bugün Topkapı Sarayı'ndadır.

III. Selim'in istegi üzerine, portreler gravürlenmek üzere Londra'ya
gönderilir. Ne yazık ki III. Selim 1807'de tahttan indirilir ve
bu nedenle de gravür siparişleri iptal edilir. Portreler daha
sonra tahta geçen II. Mahmud'un emriyle 1815'te J. Young tarafından
basılır. Gravürler için hazırlanan bakır levhalar ise Topkapı
Sarayı'na iade edilmiştir.

Kapıdağlı Kostantin, Osmanlı padişah portreciliğine yenilik getirmiştir.
Daha önceki portrelerde, padişahlar bir sedire oturmuş veya ender
olarak at üstünde görünürdü. Bu seride ayakta duran padişahlar
bir madalyon çerçeveye yerleştirilmiştir.

Avrupa tarzındaki yarım boy portreler 3/4 profılden gösterilmiştir.
Portrelerin altında başka bir çerçeve içinde padişahların yaşamından
sahnelere yer verilmiştir. Bu kalıp 19. yüzyıl padişah portrelerini
yapanlara örnek tewşkil etmiştir.

Kostantin'in, döneminde ün yapmış, başarılı bir portre ressamı
olduğu anlaşılmaktadır. J. Young ondan "İstanbul'da yaşayan taşralı
bir Rum ressam" diye söz eder ve sanatını çok över. Kökeni bakımından
Kapıdağlı olduğu anlaşılan ressamın nerede yetiştiği, ustasının
kimliği bilinmemektedir. Ancak portrelerindeki doğal yüz ifadeleri,
başarılı fırça tekniği ve kullandığı yumuşak ışık, onun Batı resim
tekniklerini iyi bildiğini gösterir.

Portrelerinde kıyafet ayrıntılarına büyük özen göstermesi, onun
bu dönemde çok yaygın olan kıyafet albümlerini de resimlemiş olabileceğini
düşündürür.
Diğer
yazılar için tıklayın