



Ana
Sayfa
Demokrasi
Dikkat Çekenler
Önce Demokrasi
AB Yolunda
Haklarımız
Savaşa Hayır
Sivil Toplum
Sivil Anayasa
Minidev'in Amacı
Kültür
K Dergisi
Kültür-Sanat
Çevre
Gey-Lezbiyen Kültürü
L.G.B.T.T Yazıları
Alternatif Tıp
Başucu Yazıları
Cinsel Yaşam
Doğan Cüceloğlu İle İletişim Dünyası
Farklı Renkler, Farklı Kültürler
Süryani Kültürü
Yahudi Kültürü
Ermeni Kültürü
Rum Kültürü
Diğer
Minidev'de yazmak ister misiniz?
Reklamlarınız İçin
İletişim
YAZARLAR |

Güncelleme:
23. 08. 2007
Yalçın
Yusufoğlu

Halaçoğlu ve Kurumu
Türk
Tarih Kurumu'nun başkanı. Halaçoğlu'nun sözleri onun
bilinen kimliğini mi gösteriyordu, yoksa yönettiği kurumun niteliğini
mi? Bu memlekette ırkçı, Türkçü, bilmemneci olan pek çok kimse
var, her taraf Kürt karşıtı, Ermeni karşıtı, Rum ve Yunan karşıtı,
Arap karşıtı, Alevi karşıtı tiplerle dolu. Ama önemli olan kişilerin
öyle olmaları değil, kurumların öyle olmaları. Türk Tarih Kurumu
(başlangıçta Türk Tarih Tetkik Cemiyeti) adıyla kurulmuş
merkezi devletin bir birimidir. İlk işlevi Güneş Dil Teorisini
ispatlamaktı. O tezden vazgeçilince Türkiye'nin etnik ve dinsel
mozayiğinin üzerinden silindir gibi geçen Türkleştirme politikasının
ve uygulamalarına hizmet eden siyasi bir kurum olarak faaliyetine
devam etti. Bu coğrafyada Türk-Sünni-Hanefi olmayan milliyetlere,
etnilere, dinlere, mezheplere kültürlere güdülen ayırımcılığın
bir aracı gibi çalıştı. [Yüksek makamdaki bir zat Ermeni, Rum,
Yahudi ve Süryanilerden bahsederken (sürc-ü-lisan edip!!) onlara
"yabancı" demişti ya...]

1- TTK kurulduğundan beri Kürtlerin Türk boylarından geldiğini
ispat etmeye çalışmıştı. Uzunca bir zaman Kürtler resmi görüşte
Dağ Türkleri idiler, şimdi nedirler bilmiyorum.
2- TTK'nun Ermeni sorunundaki işlevi, nesnel gerçekleri
aramak ve bulup söylemek değildir, devletin resmi tezine hizmet
edecek yayın yapmaktır, mesela, Türkiye'deki "Müslümanların" Ermenileri
değil, Ermenilerin "Müslümanları" kestiğini Türklere anlatmaktır.
3- Gene Türk devletinin resmi tezine ve söylemine uygun olarak
Türkiye'de yaşayan Ermeni,Yahudi ve Rum ve Süryani'leri etnik
ve milli kimliklerinden soyutlayıp "dini azınlık" göstermektir.
4- Kısacası, kurumun amacı ve işlevi Çetin Altan'ın dediği
gibi Türke Türklük propagandası yapmaktır.

ERMENİ OLMAK AŞAĞILANMA VESİLESİ
Bu ülkede hem Ermeni kelimesi hem de dönme kelimesi bir küfürdür.
Boşuna, Kuvvacılar, ulusalcılar Türk babadan, Türk anadan doğdum,
"soyumda dönme yoktur" diye övünmüyorlar. Bakın Halaçoğlu
basın toplantısında tavzih için ne diyor:
* Halaçoğlu "Kürt Alevisi olarak bilinen bazı kimseler
MAALESEF Ermeni dönmesidirler." diyor. Aynen böyle diyor.
Demek ki, Ermeni veya Ermeni kökenli olmak MAALESEF'tir. Böyle
diyen şahıs bilim kurumu olma iddiasindaki bir teşekkülün başındadır...
* "Kürt Aleviler Ermenidir diyerek onları aşağılamak istemedim"
diye sözlerini tavzih ederken bile suçunu itiraf ediyordu. Demek
ki, Ermeni olmak veya öyle nitelenmek bu ülkede AŞAĞILANMA vesilesidir.
* Halaçoğlu bir soruya "Bazı PKK mensuplarının Ermeni
kökenli oldukları söylemek için iyi tesbit yapmak gerekir, iyi
tesbit yapmadan SUÇLAMAK doğru olmaz" diye yanıt veriyor.
Yani ona göre, Ermeni kökenli olmak SUÇLANMA vesilesidir.

Halaçoğlu "Türkiye'de bölücülüğe gayret eden Meclis'teki
başkanlar" diyerek Ahmet Türk'ü hedef alarak bir bilim
adamı değil, siyasetçi olduğunu ortaya koyuyordu. Siyasi bir kurum
olan devletin siyasi bir propaganda biriminin başındaki kişi elbette
siyasi bir adam olacaktı.

Bir insan dinini değiştirebilir veya etnik bakımdan Türk olmadığı
halde, kendini Türk sayabilir. Birey kendisini kültür ve inanç
bakımından ne hissediyorsa odur. Hiç kimse ona niye din değiştirdin
veya niçin asimile oldun diyemez. Ama Ermeni'liği, Rum'luğu, Yahudi'liği,
Süryani'liği, Aleviliği ayıp saymak bu ülkede Türk ve Müslüman
olmayanları aşağılamak hiç de yabancısı olmadığımız bir ırkçılıktır.
Özellikle Ermenilere bakışın örneklerini TTK başkanının
sözlerinden yukarıda teker teker saydık. Agos gazetesi
Sabiha Gökçen'in yetimhanede yetişmiş Ermeni kökenli birisi
olduğunu açıkladığı için Kemal Atatürk'ün Türk ve Türkçü
evlatlığına Ermeni dölü olmayı yakıştıramayanların Hrant Dink'e
ne yaptıklarını hepimiz biliyoruz. Vilayette tehdit mi etmediler,
Kerinçsiz liderliğinde Agos önünde tehdidi mi tekrarlamadılar?

Ermeni veya Ermeni asıllı olmayı ayıp saymak sadece devlete ait
değil, toplum da öyle düşünüyor. Halaçoğlu'nun demeci üzerine
Alevi temsilcileri ve sözcüleri ayağa kalktılar. Özellikle Kürt
Aleviler kendilerine Ermeni denilmesine ateş püskürüyorlardı.
Mikrofon uzatılan mikrofonlara neler demediler ki? Ermeni kökenli
sayılmayı hakaret telakki ediyorlardı. Kendileri Türkçüler tarafından
"Kürt Kızılbaş" diye dışarlananların, aşağılananların o Türkçüler
gibi Ermenileri aşağılamaları ibret vericiydi. Dersim'in
acıları henüz belleklerden silinmemişti, Tunceli ilindeki
baskı ve şiddet büyük basında bile zaman zaman dile getirilirdi,
ama onlar da Ermeniliği küçümsüyorlardı. Egemen söylemin ve koşullandırmanın
gücü ne kadar da fazlaydı.

EVLENDİRİLEN ERMENİ KIZLARI
Öte yandan sayın başkan "Bazı Ermeniler tehcirden kurtulmak
için kendilerini Kürt ve Alevi gibi göstermişlerdir" diyor.
Tehcirde birçok Ermeni'nin Türklüğü ya da Kürtlüğü ve İslamiyeti
kabul ettiği doğrudur. Ama bu kimlik değiştirmenin gönüllü değil
mecburi olduğu daha doğrudur, tek neden ise Ermeni tehciridir!

Halaçoğlu'nun dediklerini düzeltmek gerekir, o kişiler
kendilerini Kürt ve Alevi gibi göstermemişlerdir: Neredeyse tamamı
çocuk veya ergenliğe yeni girmiş genç kız olan o Ermeni insanlarımız
"Müslümanlığı" kabul ederek!!, Müslümanlarla evlendirilmişlerdir.

1915'te başlayan etnik temizlik sırasında Ermeniler öldürülürken
veya yollarda ölürken, meçhul yerlere doğru yola çıkartılan Ermeni
ailelerinin bazıları tehcirciler kızlarına tecavüz etmesinler,
çocuklarını öldürmesinler diye onları güvendikleri Müslüman ailelere
bırakıyorlardı. Tehcirle görevli askerler bu çocuklardan bazılarını
bulup öldürdüler, kız çocukları ise hemen veya sonradan Türk ya
da Kürt erkekleriyle evlendirildiler. Bu kızların sayısının hiç
de az olmadığını kendi çevremden biliyorum: Örneğin benim yakın
bir arkadaşımın -o zamanki adıyla-Dersim'li olan babaannesi böyle
bir Kürt (ve Alevi) zenginine verilmiş bir Ermeni kızıydı. (Kendisine
sordum, bizim yörede birçok yaşıtımın büyükannesi benimki gibidir"
dedi.)'

Bir başka yakın tanıdığımın Pülümür'lü olan babaannesi Ermeni
kızıyken bizimkinin dedesine -Kürt (ve Alevi) bir erkeğe- verilmişti.
Elazığ'lı olan diğer bir arkadaşımın nenesi Ermeni'ydi, dedesi
Türktü. Bir başkasının annesi Harput'lu Ermeniydi. İşte size kendi
tanıdığım dört tane örnek. Bir başka yakın arkadaşımın babası
(Kâzım Karabekir'in kurduğu) Erzurum yetimhanesinden yetişmişti,
hiçbir akrabasını tanımıyordu, yetimhaneye geldiği yaşı hatırlamazdı.
Ermeni yetimi mi, Türk yetimi mi olduğunu bilmezdi. Arkadaşım
babasının ailesinin Ermeniler tarafindan öldürülen Türklerden
olduğunu tahmin eder ama Erzurum'da halkın anlattıklarından yola
çıkarak Osmanlı'nın yaptığının planlı, sistematik ve devlet görevlilerince
ifa edilmesi nedeniyle jenosit olarak niteler.

Çocukluğumda Diyarbakır'da (özellikle Tehcir esnasında veya sonrasında)
Kürtle, Türkle evlendirilmiş evli veya dul kadınlar tanımıştım.
Veya okulda annesi, babaannesi Ermeni olan sınıf arkadaşlarım
vardı. Bazıları ise korkudan gizli Ermeni kalmışlar. (Mesela,
sinema oyuncusu Sami Hazinses'in Ermeni olduğunu ölünce
öğrendik. Sinema, tiyatro, müzik dünyasında Ermeni veya Ermeni
asıllı olduğu kamuoyunca bilinmeyen ama söylendiği zaman bilmeyenlerin
şaşıracağı baska sinemacılar da var örneğin. Ayhan Işık,
Kenan Pars, Turgut Özatay, Vahi Öz gibi. Ya
da müzikten, Vanlı Ermeni yetimi Ruhi Su gibi.)

Ermeni'yi Türkleştirmek, sonra da onları "dönme" diye, çocuklarını,
torunlarını "Ermeni dölü" diye aşağılamak bu toplumun ve devletin
ve toplumun ayıbıdır. Utanç vericidir. Öyledir, çünkü yukarıdaki
gibi bir yetkiliye göre onlar yabancıdırlar, bir başkanının dilinde
maalesef'tirler, vesaire.

Türk diline en büyük hizmeti yapmış Agop Martayan Dilaçar
öldügünde AA, TRT, ve TDK hem haber ajanslarında, hem gazete ilanlarında
Agop adını kamuoyundan saklamışlar, bilgini "A. Dilaçar"
diye anmışlardı. Türklere Türkçeyi bir Ermeninin öğrettiği bilinsin
istememişlerdi. Agop Hoca Ermeni Kabristanı'na gömüldü.
Yani asimile olmamıştı.

Halaçoğlu "ben istifa etsem de bir şey değişmez" diyor.
Doğru söylüyor. Onun yerine onun gibilerini bulurlar. Halaçoğlu'lar
durup dururken zuhur etmiyorlar. Onları devlet yetiştiriyor, resmi
ideoloji koşullandırıyor ve kurumlar var ediyor. "Ne mutlu Türküm
diyene" cümlesine itiraz edenleri Türkiye düşmanı saymak 2007
Türkiye'sinde yetkililerin dilindedir. Onların yanında Halaçoğlu
ya da (TTK Ermeni araştırmaları sefi) Hikmet Özdemir de
kim oluyormuş?

GESTAPO FİŞLEMESİ GİBİ
Ve nihayet Halaçoğlu basın toplantısında insanın tüylerini diken
diken eden bir şey daha yaptı. "1915'te tehcirden kurtulmak
için bazı Ermeniler kendilerini Kürt ve Alevi gibi gösterdiler"
diyerek İttihatçı Devletin saçtığı dehşeti ikrar ederken elindeki
dosyayı sallayarak: "Kimlerin Ermeni dönmesi olduğu, soylarının
kimden geldiği, Ermeni ve Türk isimleri, adresleri mahalle ve
sokaklara kadar burada kayıtlıdır, ama bu dosyayı size vermem"
diyor ve bu liste için "tehdit diye algılanmasın" diye ekliyor.
Algılamak ne kelime, liste bizatihi tehdidin kendisi. Dehşete
kapılmamak elde değil: TÜRK Tarihi Kurumu'ndan başka bir Türk
kurumu Ermeni kökenli yurttaşlarımızı teker teker tesbit etmis,
fişlemiş. Biz ise bu ülkeyi hâlâ o kadar tanımamışız ki duyunca
çok şaşırıyoruz. Çünkü, her şeye rağmen o tür uygulamaların
Nazi Almanyası'nda ve Gestapo'da kaldığını sanıyorduk, meğer 2007
yılında ve hemen yanı başımızdaymış.

|
|
|

FARKLI RENKLER FARKLI KÜLTÜRLER

SÜRYANİ
KÜLTÜRÜ

YAHUDİ
KÜLTÜRÜ

RUM
KÜLTÜRÜ

ERMENİ
KÜLTÜRÜ

Ermenilerin
Kökeni

Bayramlar

Kiliseler

Kültür

Müzik

Yemekler

Aileler
ve
İnsanlar

Yazarlar

Merih
Akalın

Zehra Akdoğan

Cengiz Aktar

Uğur Alper

Orhan Bahçıvan

Dr. Arı Balcı

Rüstem Batum

Şabo Boyacı
 
Doğan Cüceloğlu

Şuayip Dağıstanlı

Dilek Dalaklı

Önal Demirci

Tuğrul Eryılmaz

Aynur Gedik

Dr. Mehmet Gürsel

Hakan Kuyucu

Sevin Okyay

Hakan Onum

Dr. Erhan Özer

Dr. Ender Saraç

Robert Schild

Cem Şen

Aykut Tankuter

Umur Talu

Anna Turay

Metin
Yahya Üster

Aret Vartanyan

Dr. Nesrin Yetkin

Erol
Yurderi
Servisler
YENI Okurdan

Bizi desteklemek
İster misiniz?

Yardım

E-posta

Favorilerinize
Ekleyin

miniDEV'i
Tavsiye Et

İletişim

miniDEV'i
Ana Sayfanız yapın
|