



Ana
Sayfa
Demokrasi
Dikkat Çekenler
Önce Demokrasi
AB Yolunda
Haklarımız
Savaşa Hayır
Sivil Toplum
Sivil Anayasa
Minidev'in Amacı
Kültür
K Dergisi
Kültür-Sanat
Çevre
Gey-Lezbiyen Kültürü
L.G.B.T.T Yazıları
Alternatif Tıp
Başucu Yazıları
Cinsel Yaşam
Doğan Cüceloğlu İle İletişim Dünyası
Farklı Renkler, Farklı Kültürler
Süryani Kültürü
Yahudi Kültürü
Ermeni Kültürü
Rum Kültürü
Diğer
Minidev'de yazmak ister misiniz?
Reklamlarınız İçin
İletişim
YAZARLAR |

Güncelleme:
23. 08. 2007
İsmet
Berkan - Radikal:

Azınlıkların Çektiği Çile
Bir
gün Türkiye gerçek demokrasi olduğunda, hiç kuşkunuz olmasın,
demokrasinin gereği olan şeffaf devlet de gerçekleşecek.

İşte o gün geldiğinde, yıllarca bu ülkede derin devletin de derinine
inerek gizlenmiş bazı önemli kuruluşların, mesela Azınlıklar
Tali Komisyonu'nun geçmişte yaptıkları da ortaya çıkacak.

İşte gün geldiğinde, Türkiye kendi geçmişinin karanlık sayfalarıyla
yüzleşebilecek, belki de kendi geçmişiyle barışacak.

Bilmeyenler için hatırlatmaya çalışayım:
Yakın zamana kadar içinde Milli İstihbarat Teşkilatı, İçişleri
Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Dışişleri Bakanlığı'ndan
temsilcilerin bulunduğu bir komisyonun adıydı Azınlıklar Tali
Komisyonu.

Bu komisyonun başlıca görevi de, Türkiye'de yaşayan gayrımüslim
azınlıklara hayatı zehir etmek ve onların böylece bu ülkeden kaçıp
gitmesini sağlamaktı.

'Yakın zamana kadar' diyorum, çünkü sadece birkaç yıl önce
bu komisyonun varlığı resmen doğrulandıktan sonra komisyonun
görevi ve adı değiştirildi.

Belki komisyon hâlâ eski işlevini görmeye devam ediyor, bunu da
bilmiyoruz aslında. Ama komisyonun işinin artık geçmişe göre çok
azaldığını söyleyebiliriz; çünkü komisyon varolduğu dönemde işini
'iyi' yaptı ve Türkiye'de gayrımüslim azınlık nüfusu çok
ama çok azaldı.

Ancak belki de çok iyimserimdir; azınlık mensuplarının sayısı
azalmakla birlikte, belki de devletimiz, 1915 ve izleyen yıllardaki
tehcir ve diğer olaylar sırasında, sürülmekten ya da öldürülmekten
kurtulmak için İslam'ı seçen Ermeni aileleri takip etmeye devam
etmiştir.

Bakın, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu,
bir yandan 1936'da bu 'dönme'lerle ilgili devletin bir çalışma
yaptığından ve bütün aileleri tek tek tespit ettiğinden söz ediyor,
bir yandan da kendisinin de bu çalışmayı yakın zamanda güncellediğini
söylüyor.

Acaba 1936'da yapılan bu çalışma neden yapılmıştır?

Sadece meraktan mı?

Eğer meraktansa, bu çalışmanın sonuçları neden açıklanmamış, hatta
varlığı bile düne kadar neden gizli tutulmuştur?

Sakın bu liste, devlet memuriyetine girişte veya memuriyette yükselişte,
silahlı kuvvetlere girişte veya yükselişte bir 'rehber'
gibi kullanılmış olmasın?

Çünkü devlette 'hassas' görevler söz konusu olduğunda, insanların
ailelerinin etnik geçmişine bakıldığı, 'güvenilir' ve 'güvenilmez'
etnik kimliklerden söz edildiği Ankara'da çok bilinen 'sır'lardan
biri.

Devletimiz bu çeşit ayrımcılıklar yapmış olabilir mi?

Aslında yaptığını biliyoruz:
Doğrudan gayrımüslim azınlıklardan birine mensup olan tek bir
kişinin bile devletimizde herhangi bir yüksek memuriyete (üniversitede
profesörlük hariç) geldiğini bileniniz var mı?

('Bilmemiz şart mı' diyenler olacaktır, haklılar da. Ama bazı
etnik veya dini kimliklere sahip olmayı engelleyici görenler varoldukça,
insan ister istemez devlet kadrolarında yükselenleri gözlüyor.)

Ama konumuz doğrudan azınlıklar değil, bundan neredeyse 100 yıl
önce can derdiyle veya başka sebeple İslam'a dönmüş olan ailelerin
bugün yaşayan beşinci, altıncı kuşak üyeleri.

Unutmayın, daha yakın bir zaman önce İslamcı gazetelerimiz,
bir üniversite rektörünün dini ve etnik kimliğini onun kanunları
uygulama biçiminin sanki nedeniymiş gibi takdim etti, bu rektörü
manşetten teşhir etti.

Aynı şekilde Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel
Aşkın da, 'Kanında Ermeni kanı taşımak'la suçlanabildi ülkemizde.

Bunlar sivillerin yaptıkları.

Türkiye'de siviller düzeyinde bu denli yaygın olan sıradan ırkçılığın
devletimiz tarafından uygulanmamış olmasını ummak istiyor insan.

Ama diyorum ya, bunları bu ülke gerçek bir demokrasi olduğunda,
devlet de hesap verir olduğunda öğrenebileceğiz ancak.

|
|
|

FARKLI RENKLER FARKLI KÜLTÜRLER

SÜRYANİ
KÜLTÜRÜ

YAHUDİ
KÜLTÜRÜ

RUM
KÜLTÜRÜ

ERMENİ
KÜLTÜRÜ

Ermenilerin
Kökeni

Bayramlar

Kiliseler

Kültür

Müzik

Yemekler

Aileler
ve
İnsanlar

Yazarlar

Merih
Akalın

Zehra Akdoğan

Cengiz Aktar

Uğur Alper

Orhan Bahçıvan

Dr. Arı Balcı

Rüstem Batum

Şabo Boyacı
 
Doğan Cüceloğlu

Şuayip Dağıstanlı

Dilek Dalaklı

Önal Demirci

Tuğrul Eryılmaz

Aynur Gedik

Dr. Mehmet Gürsel

Hakan Kuyucu

Sevin Okyay

Hakan Onum

Dr. Erhan Özer

Dr. Ender Saraç

Robert Schild

Cem Şen

Aykut Tankuter

Umur Talu

Anna Turay

Metin
Yahya Üster

Aret Vartanyan

Dr. Nesrin Yetkin

Erol
Yurderi
Servisler
YENI Okurdan

Bizi desteklemek
İster misiniz?

Yardım

E-posta

Favorilerinize
Ekleyin

miniDEV'i
Tavsiye Et

İletişim

miniDEV'i
Ana Sayfanız yapın
|