
İnsan
Hakları Derneği:
Tam Elli İki Yıldır Özür Dilenmedi!!!

6-7 Eylül 1955 olayları, insanlık adına utanılacak, ibret
verici ve utanç duyulacak olaylardan biridir.
Bundan yarım yüzyıl önce devletin yönlendirdiği bir gazetede yayınlanan
"Selanik'te Atatürk'ün evine bomba atıldı" başlıklı asılsız
haber üzerine, İstanbul'un değişik yerlerinde toplanan kışkırtılmış
gruplar, başta Rumlar olmak üzere, Ermeni ve diğer azınlıkların
can ve mal güvenliğine karşı insanlık dışı saldırılarda bulunmuştu...
İki gün süren saldırı, yağma ve talan sonunda resmi kayıtlara
göre, 3 kişi öldürüldü, 30 kişi yaralandı. Ayrıca 73 kilise, 8
ayazma, 2 manastır, 1 fabrika, 3584'ü Rumlara ait olmak üzere
toplam 5538 ev ve işyeri yakılıp yıkıldı.
Ancak yıllar sonra, Selanik'teki Atatürk'ün evine Yunanlılar tarafından
bomba atılmadığı ortaya çıktı. Atatürk'ün evine bomba atanın,
zamanın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin bilgisi dahilinde, Türk
kökenli biri olduğu, haberin asılsız olduğu bizzat haberi yayınlayan
gazetenin sahibi tarafından açıklanacaktı.
6-7 Eylül olayları sonrasında doğan linç havasından kaygı
duyan binlerce, Rum ve Ermeni doğdukları, büyüdükleri ve çalıştıkları
toprakları terk etti.
Bu olay İttihatçı zihniyetin, Türkiye'deki azınlıklara
yönelik en önemli provokasyonlarından biriydi. Olayların arkasındaki
asıl güç, hiçbir zaman açığa çıkarılmadı ve yargılanmadı.
Şimdi olduğu gibi...
Her toplumun tarihinde acılı ve utanç verici benzer olaylar olabilir.
Önemli olan, yaşanan acıları bir nebze de olsa hafifletecek olan
erdemli davranışı gösterip, özür dilemesini becermektir.
Tam 52 yıldır, bu coğrafyada yaşayan halklar, özür bekliyor.
İnsan hakları savunucuları olarak;
Yaşananlardan büyük bir utanç duyduğumuzu ifade ediyor ve yaşanan
utancın sorumluların artık açığa çıkarılması gerektiğine inanıyoruz.
Bu
inançla, bu coğrafyada yaşayan azınlıkların temsilcilerine, özür
ziyaretleri gerçekleştireceğiz.

Bu planlı provokasyon eyleminin mağdurlarından özür dileme vakti
gelmiştir.
Medeni
cesaret gösterilerek bu başarılmalıdır.
Aksi
takdirde bu olaylar tarihimizde karar bir leke olarak, demokratikleşmemizin
ve gerçek anlamda sivilleşmemizin önünde
bir engel olarak kalacaktır.


