
Türkiye'deki yargı organları, yani mahkemeler, kişiler arasındaki
anlaşmazlıklara, uyuşmazlıklara çözüm getiriyor. Anayasa Mahkemesi
ve Danıştay, kişileri ve kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak
için de denetim yapıyorlar. Bir yasa ya da yürütme işlemi, hakları
ihlal ederse, iptal ediyor veya yürürlükten kaldırıyorlar. Çağımızda
"insan hakları" kavramının salt iç hukuku aşan bir yapısı var. Yani
bir ülke, kendi vatandaşlarının haklarını ihlal ederse, diğer ülkeler
'bize ne, bizim vatandaşımız değil ya', diyemezler. Bu nedenle son
yıllarda, bu anlayıştan kaynaklanan uluslararası hukuk çok gelişti.
Artık insan hakların, hukuk haline geldi. Ve ulusal hukukları aşan,
onların üzerinde, hatta onları da denetleyen bir hukuk dalı oldu.

Bunun için, özellikle demokratik Devletler, birçok anlaşmalar yapıyorlar.
Türkiye de bu anlaşmalardan çoğuna taraf oldu, imzasını koydu. Ama
bu anlaşmalardan en önemli olanı İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi.

İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi neden çok önemli?
Önemi, ülkelerin hepsini bağlaması... Bu anlaşmanın taraflarından
bir tanesi de Türkiye. İkinci olarak da bu Sözleşme, bazı haklara
yer veriyor ki, bahsedilen hakların çoğu, bizim Anayasamızda da
yer alıyor.
Bir
devlet bireyin hakkını ihlal ederse
Bir devlet, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin çizdiği sınırlarla
belirlenen haklardan birini ihlal eden bir davranışta bulunursa, örneğin
bir yasa çıkarıp bir hakkı ihlal ettiği saptanırsa, bu Sözleşme sayesinde,
hakkı ihlal edilen bireyin, hakkını arama olanağı sadece ulusal
hukukla sınırlı kalmıyor.
İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi uyarınca kurulan mahkeme,
devletlerin iç yasalarını kural ve işlemlerini inceleyip, bireyin
haklarının o ülkedeki hukuk kurumlarınca ihlal edilip edilmediğine
ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin çizdiği hukuka uygun karar
verilip verilmediğine bakabiliyor.
İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi uyarınca kurulan Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi,(AİHM) siyasal bir kurum değil.
Tam da tersine tam anlamıyla hukuksal bir kurum. Bu nedenle
Avrupa ülkelerinin siyasal içerikli çifte standartlı uygulamalarına
rastlanmıyor. Hatta kezlerce tazminat ödemeye mahkûm edilmiş olan
İngiltere, Almanya, Fransa gibi, ülkeler hakkında verilen yargı kararları,
giderek ulusal hukuk(lar) için de emsal teşkil ediyor.
Haklarınız
devlet ya da bir kişi tarafından ihlal edildi ve bundan zarar gördünüz.
Türkiye'de iç hukukta, hakkınızı aramak için, tüm imkanları kullandınız,
mahkemelere başvurdunuz. Ancak yine de, hakkınızın ihlal edilmesini
engelleyemediniz, hakkıızı alamadınız. Tüm olanaklarınız kayboldu
mu? Artık yapılacak hiçbir şey , başvurulacak hiçbir yasal merci kalmadı
mı? Türkiye'de elde edemediğiniz hakkınızı, Avrupa hukuk sisteminde
arayabilir misiniz? İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, buna üye olan
ülkelerin tüm yurttaşları için böyle bir olanak verir.

Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na doğrudan şikayet hakkı
Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na Sözleşme'de öngörülen haklarının
ihlal edildiğini ileri süren kişiler başvurabilirler. Bu başvuruyu,
kişi tek başına yapabileceği gibi, aynı durumda olan kişiler birden
fazla ise bunlar birleşerek grup halinde de başvuruda bulunabilirler.
Bunun yanı sıra , hakları ihlal edilen bir kişi değil de bir örgüt,
örneğin bir siyasal parti, sendika veya bir dernek ise, bu da Komisyon'a
doğrudan başvurabilir.

Hangi Devlet'lere karşı başvuruda bulunulabilir? Aleyhinde
başvuruda bulunacağınız Devletin, Sözleşme'yi imzalamış ve ayrıca
Komisyon'un bu yetkisini kabul etmiş olması gerekir. Türkiye, bu yetkiyi
28 Ocak 1987 tarihinden itibaren tanımıştır. .

Kimler (Hangi kişiler) Komisyon'a şikayette bulunabilir?
Bu konuda Sözleşme, sadece ''kişiler'' demektedir. Dolayısıyla, bir
ülke aleyhinde başvuruda bulunan kişinin, o ülkenin vatandaşı olması
zorunlu değildir.Örneğin, yabancı bir ülkede bulunan bir Türk vatandaşı,
o ülke aleyhinde Komisyon'a gidebileceği, gibi, Türkiye'deki bir yabancı
da, Türkiye hakkında başvuruda bulunabilir.

Bunun yanı sıra Sözleşme, başka sınırlar getirmemiştir. Ne oturduğu
yer, ne medeni hal, ne belli bir yaşın üzerinde olmak gibi unsurlar,
sınırlama nedeni olarak kabul edilmemiştir. Ayrıca, başvuruda bulunabilecek
örgütler arasında, ticari şirketler, dini kuruluşlar, siyasal partiler
ve kitle örgütleri gibi kuruluşlar da yer almaktadır.
Hangi haklar konusunda Komisyon'a başvurulabilir?
Komisyon'a başvurabilmek için mutlaka Sözleşme'de tanınmış olan haklarınızdan
birinin ihlal edilmiş oılması gerekir. Bu haklar, Sözleşme'nin ilk
metninde sayılmış olanlarla sınırlı olmayıp, daha sonra değişik tarihlerde
yapılmış olan Protokoller'de yer alan haklar hakkında da şikayette
bulunabilirsiniz. Bunlar dışındaki haklar konusunda yapılacak başvurular,
Komisyon tarafından geri çevrilmektedir.

Hangi tarihten sonra meydana gelen ihlaller hakkında başvuruda
bulunulabilir?
Türkiye aleyhinde, ancak Komisyon'a başvuru hakkını tanıdığı tarih
olan 28 Ocak 1987 tarihinden sonra neden olduğu ihlaller hakkında
başvuruda bulunulabilir. Bundan önceki olaylara ilişkin başvuruları
Komisyon kabul etmemektedir.

AİHM'ne Başvurunun koşulları nelerdir?
1) Devlet tarafından hakları ihlal edilen kişinin ilk önce, Türkiye'deki
mahkemeler önünde hakkını araması ve bu konuda tüm başvuru imkanlarını
denemeleri zorunludur.
2) Başvurduğu mahkemelerden aldığı son olumsuz karardan sonra, en
geç ''altı ay'' içinde Komisyon'a başvurmak gereklidir.


Bu sayfalara katkılarından
dolayı Doç. Dr. İştar Gözaydın'a, Behiç Ak'a ve Helsinki Yurttaşlar
Derneği'ne teşekkür ederiz.
|