
1982
Anayasası çevre hakkını tanımış mıdır?
Evet. 1982 Anayasası'nın 56. maddesine göre "Herkes, sağlıklı ve
dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek,
çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve
vatandaşların ödevidir."

Çevre hakkının sahipleri kimlerdir?
Çevre hakkı, hem herkesin hakkıdır, hem de gelecek kuşakların hakkıdır.
Bu yönden henüz doğmamış gelecek kuşakları da ilgilendirdiği için,
kuraldışı bir hak niteliğindedir.

Çevre hakkının tamamlayıcısı nitelikte başka haklar da var mıdır?
Evet. Çevre hakkı, şu tamamlayıcı haklarla birlikte düşünülmelidir:
a) Çevreye ilişkin bilgilenme hakkı (Doğru, açık, düzenli bilgi):
Planlanan yatırımlardan haberdar olma; ÇED raporuna ulaşma ve her
türlü çevreye ilişkin bilgi ve belgeye ulaşma olarak örneklenebilir.
b) Katılma hakkı: Tepki göstererek, birlikte hazırlık yaparak, kararlara
katılarak çevre yönetimine katılarak ve danışılarak bu hak gerçekleşebilir.
Örneğin ÇED sürecine halkın katılımı bir danışma durumudur.
c) Başvuru hakkı: Hukuksal düzenlemelerimize göre, iki tür başvurudan
sözedilebilir:
i) idari başvuru: Çevre Kanunu'nun 30. maddesinin tanıdığı başvuru
olanağı örnek olarak gösterilebilir.
ii) Yargısal başvuru: Bu konuda ise, adli yargıya, idari yargıya
ve anayasa yargısına başvurudan söz edilebilir.

Çevre Bakanlığı nasıl kurulmuştur ve görevi nedir?
Çevre Bakanlığı, 21 Ağustos 1991 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan,
443 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuştur. Bu Kanun Hükmünde
Kararname'ye göre, Çevre Bakanlığı pek çok göreve sahiptir. Bu görevleri
ana başlıklar halinde şöyle sıralanabilir:
a- Koruma ve iyileştirme: Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin
önlenmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için proje ve politika üretmek
ve bu konuda gerekli önlemleri almak; çevre ile dost teknoloji üretimine
katkıda bulunmak; bu çerçevede ekolojik dengeyi bozan, havada, suda
ve toprakta meydana gelen kirleticileri (atık, artık ve yakıtlar);
kirlilik bölgelerini belirlemek; ÇED değerlendirmesini yapmak.
b- İmar: Çevere düzeni planlarını hazırlayarak dengeli ve sürekli
bir kalkınmaamacı ile ekolojik dengeyi korumak, kırsal ve kentsel
alanda, koruma ve kullanma esaslarını belirlemek.
c- Denetim: Çevreyi kirleten her türlü etkinliği dentlemek; bu amaçla
gerekli denetim birimlerini kurmak, standartları belirlemek. d-
Eğitim: Başta yerel yönetim birimlerinde olmak üzere, sürekli bir
eğitim programı uygulamak ve bu konuda gerekli girişimlerde bulunmak.
e- Eşgüdüm yetkileri: Çevreyle ilgili, uluslararası ulusal ve yerel
her türlü birimle işbirliği yaparak gerekli eşgüdümü kurmak.

Çevre Bakanlığı'nın etkinliklerinde katkıda bulunan sürekli kurullar
nelerdir?
Çevre Bakanlığı'nın sürekli kurulları, Yüksek Çevre Kurulu, Çevre
Şurası ve Yerel Çevre Kurulları'dır.

Bu
kurulların özellikle yerel birimlerde etkinlikte bulunan, Yerel
Çevre Kurulları'nın işlevi nedir?
Bu işleve uygun örgütlenmeye sahip midir? Yerel Çevre Kurulları
her ilde valinin başkanlığında, bakanlıkların il temsilcileri, büyükşehir
belediye başkanı, belediye başkanı, sanayi odası, ziraat odaları
başkanları ve Çevre Bakanlığı temsilcisinden oluşur.

Bu birimler, etkinlik gösterdikleri İl'in çevre sorunlarıyla uğraşırlar.
Önlem alma, denetim, eğitim, öneri üretme gibi yetkileri bulunmaktadır.
Ancak örgütlenme biçimiyle, Yerel Çevre Kurulları, ağırlıklı olarak
"bürokratik bir görünüm sunar ve çevre dostu özel kuruluşlara ve
kişilere açık olmaması, bu kurulların gerçek bir etkinlik göstermesini
engelleyecek niteliktedir.

Türkiye çevreye ilişkin uluslararası andlaşmalara imza atmış
mıdır?
Evet. Türkiye'ni imza attığı ve yükümlülük altına girdiği uluslararası
andlaşmaların sayısı 20'den çoktur. Bunları arasında Montreux gibi
genel nitelikte andlaşmaların yanı sıra, uzaya ve atmosfere, nükleer
kirlenmeye karşı, denizde biyolojik kaynakların korunmasına; karada
hayvansal varlığın (fauna) ve bitki örtüsünün korunmasına (flora);
doğal ve kültürel varlıkların korunmasına ilişkin andlaşmalar da
bulunmaktadır.

|