
GLK
Müzik


Geyler
"Boy Band" Kurdu
Artık
genç eşcinseller N'SYNC, Q-Town gibi yeni yetme oğlan gruplarındaki
çocuklara bakıp heteroseksüel erkeklere karşı olur olmaz platonik
aşklar duymayacaklar! Almanya'da Marilyn's Boys adıyla bir "oğlan
grubu" kuruldu. İlk single'ları "I Give You The Stars" ise 13 Ocak'ta
belli başlı Avrupa ülkelerinde piyasaya çıktı. Grubun beş üyesi
de 20'li yaşlarının başında hoş çocuklar. Grup içinde etnik farklılıklar
da barındırıyor. 24 Yaşındaki Ruan Sri Lanka kökenli, piyano çalan
Jeremy (25 yaşında) Londralı, 20'lik Andrim'in anne babası ise Makedon.
Eskiden kuaförlük yapan 22 yaşındaki Rico ve zamanında Lüksemburg'tan
Eurovision şarkı yarışmasına katılan Yves Steinhauer (25) grubun
geri kalan üyeleri. Grubun üyeleri ülke çapında yapılmış bir yetenek
yarışması sonunda seçilmişler. Grubun menajeri, kızların bu çocuklara
aşık olacağını, çünkü ulaşılmaz olmalarının onları daha da çekici
yaptığını söylüyor. Odalarına Justin Timberlake posterleri asan
genç geylere sesleniyoruz, posterleri değiştirme zamanı!



Bir
Kez Daha Madonna
Arada
sırada müzik haberi yapıyoruz zaten ve çoğu da Madonna hakkında
oluyor. Ona kısmet oluyor işte. İflah olmaz Madonna bu kez de bir
James Bond filmi şarkısına imza attı. Bugüne kadar yapılan Bond
şarkıalrının en değişiğini hem de. Garbage bile bu kadarını başaramamıştı.
Mirwais ile kafa kafaya verip "Die Another Day" adındaki süper şarkıyı
ortaya çıkardılar. Klibin prömiyeri yapıldı ve müzik kanallarında
dönmeye başladı. www.madonnarama.com'dan
okuduğumuza göre Madonna'nın elektrikli sandalyeden kaybolmasının
egoyu öldürmekle ilgili bir numarası falan varmış. Anlayacağınız
derin anlamları olan bir klip. İzleyin görün, kaçırmayın, kültürlenin.

Tatu:
Kızlar Öpüşünce
İki
Rus kızı var, görmemiş olamazsınız. Şarkıları "All The Things
She Said" müzik kanallarında fır fır dönüyor, deli gibi istek
alıyor. Şarkı inanılmaz. Ama mutlaka Rusça versiyonunu da izlemelisiniz,
dinlemelisiniz. İnsan kendi öz dilinde başka söylüyor canım, daha
bir içli oluyor. Neyse, bu iki şirin hatun lise üniformaları içinde
yağmur altında hoplayıp zıplayıp şarkıyı söylüyorlar. Ama zavallılar
tel örgülerin ardında şarkı söylerlerken onları bir grup "toplum"
dikizliyor. Kızlarımız birbirine aşık. Gerçek hayatta da öyleymiş
söylediklerine göre. Neyse, hanım kızlar öpüşüp koklaşıyorlar. Sonra
bir bakıyoruz ki yallah deyip gidiyorlar. Meğerse tel örgülerin
ardında hapis olan onlar değil toplummuş. Mesaj süper! Hatunların
başka klipleri de var onlar da lezbiyenli ama henüz sadece Rus versiyonları
var. İngilizce versiyonları da er ya da geç çıkacaktır, o zaman
TV'de izleriz. Avrupa'da ünleri aldı başını yürüdü kzılarımızın.
Şarkı aslında iki yıl önce yapılıp klibi çekilmiş. Bu Avrupa'ya
açılma meselesi çıkınca, hemen değişen saçlar başlar kılık kıyafetler
klibe uydurulup İngilizce kısımları söylerken ekleyivermişler. Zekice!
Geçenlerde İtalya'da bir festivalde sahne alan gruba organizatör,
sahnede öpüşmeyin TV'den naklen yayınlanıyor hoş olmaz demiş. Ama
tabii kim dinler! On beş bin kişinin karşısında tezahüratlar eşliğinde
şapur şupur yapmış hanımlar. İyi de yapmışlar. Ama duyduğumuza göre
devlet yetkilileri tarafından Bulgaristan'daki konserlerine izin
verilmemiş. Kahrolsun homofobi!



Cher
/ Living Proof
Cher,
Madonna, Barbara Streisand, Bette Middler
gibi, geylerin en sevdiği hatunların başında gelir. Birçok gey arkadaşı
olması, lezbiyen aktivist olan kızına verdiği destek bu ilginin
en büyük nedenleri. Cher, Believe adlı albümüyle birkaç
yıl önce büyük bir patlama yapmış, eski tarzının dışına çıkmış ve
bir dans divası oluvermişti. Ardından yayınlanmayan, sadece internet
üzerinden satılan ve kendi yazdığı Gotik şarkılardan oluşan bir
albüm yaptı. Onu tabii eğlencesine yapmıştı Cher ve işte
yeni albümüyle karşımızda. Living Proof, Believe'in
devamı gibi. Aynı türde dans parçaları, bol bol kullanılan talk
box. Aslında başarılı düzenlemeler ve Cher'in hâlâ eskimeyen
sesi işin içine girince çok iyi bir albüm oluyor ama biraz yenilik
istiyor insan. Biraz daha farklı bir şeyler yapma yolunda çaba gösterse
ve önceki albümün başarısına sırtını dayamasa daha iyi olurmuş Cher
Abla. Her şeye rağmen baştan sona kadar sıkılmadan, gülücükler içinde
dinlenebilecek ve sık sık ayağa fırlayıp dans edilecek bir albüm.
İlk single "Music's No Good Without You" dan daha iyi parçalar
var albümde. Benim şahsi favorim "You Take It All". Cher,
bu albüme bir de drum&bass koyayım, her şeyden olsun demiş. Cher
muhtemelen 22. yüzyılı da görecek ve biz hala onu dinliyor olacağız.
Çok yaşa Cher!

|