
JULIET
& JULIET

Nerelere
Kaçsak Gey Gey?

Bu yaz bitti. Herkes hatırlıyor tabii. Belleksizliğimiz intihar
eden lezbiyen çifti, lezbiyen olduğu için çocuğu elinden alınan
anneyi kolay kolay hatırlatmaz bize ama, geçen sene (2000) 6 Eylül'de
bir gemi dolusu eşcinselin Kuşadası'na alınmayışlarını, sonra da
devletçek milletçek mahcup olunması üzerine kendilerinin İstanbul'da
özenle karşılanmalarını, resmi olarak özür dilenmesini, vs. unutmadı
kimse herhalde. Bu sene de gazetelerde gözüme "gelecekler", "küstüler,
gelmediler" konulu haberler çarptı. "Geldiler, doya doya gezdiler,
şu kadar alışveriş yaptılar, esnafı güldürdüler" benzeri bir habere
rastlamadım ama bütün yaz. Ya ben kaçırdım, ya da gazeteciler. Hani
dünyalılar "uzaylılar var mı, yok mu" tartışmalarında, uzaylıların
varolduğunu, hatta aslında çoktandır ara ara bizi ziyaret edip izler
bıraktıklarını savunan ekol vardır ya, ben de eşcinsel turistler
hakkında aynısını düşünüyorum. Bence onlar çoktandır gelip gidiyorlardı
zaten.

Devletlerin kendilerini içeriye ve dışarıya temsil etme şekilleri
farklı dengeler üzerine kurulu ya. İçerde -eşcinsel varmıy mış,
varsa da bir grup ne idüğü belirsiz insan müsveddesi saysak nolurmuş-vari
yaklaşılırken, dışarıya karşı tabii büyük bir skandal oluyor bu
yapılan. Ben gazetelerde konuyla ilgili bu tanımı hatırlıyorum:
SKANDAL. Yani Türkiye batı dünyasına rezil oluyor. İçerde kol kırılsa
da, bunun acısından çok, gömlekteki yamanması unutulmuş delikten
gözükenlerin yarattığı mahcubiyet pek çoklarının yüreğini yakan.
Kırılan kol, normal karşılanıyor çünkü.

eBatı, Türkiye'yi eşcinsellik konusunda yaklaşım geliştirmek zorunda
bırakıyor. Eğer gey turistler, burada gey gey, açık açık gezmek
isterlerse, Türkiye "ahlaksızlık" saydığı bir şeyi "insan hakkı"
olarak görmek zorunda kalıyor. Bizim içerden yıllardır yaratmaya
çalıştığımız basınç çalışmaları varken, tabi insan şaşalıyor turistik
bir olayın yarattığı basınca, gazetelerde böyle haberler okuyunca,
batılı gey turizm şirketlerinden devlet tarafından özürler dilenince.

Bu dış mihraklar kimler oluyormuş, diye bir merak düştü içime ve
internetten eşcinsel seyahatlerle ilgili bilgiler topladım. Türkiye'nin
Ege sahillerine vuran bu gey turizmi dalgası nasıl oluyordu da oluşuyordu?
Karşıma genel olarak ABD kaynaklı siteler çıktı.

Bir zamanlar eşcinseller bir aradaysa (ABD'de) bu, ya politik gruplar
şeklinde olurdu, ya da içki mekanlarında genelde. Şimdi ise eşcinseller
artık eşcinsel nüfusa hizmet veren firmalar kurmak için de bir araya
geliyorlar. Bunların arasında da işlem ve de para hacimleri en geniş
olanlar, İnternet içerik sağlayıcıları, eğlence üreticileri ve gey
camiaya özelleşmiş seyahat paketi üreticileri. Yaygın ekonomi ve
iş dünyası dergilerinde, bu sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin
"başarı öykülerine", ürün yelpazelerine, yöneticileriyle yapılmış
ropörtajlara, ya da bu sektörlere ait pazar araştırmaları bilgilerine
rastlanıyor. Bu şirketlere gay.com veya Gsociety örnek verilebilir.
Elektronik mutfak eşyaları sektörü ya da temizlik maddeleri sektörü
yerine, neden bu sektörlerin geylere yönelik hizmetler ürettikleri
anlaşılmaz değil sanırım. Eskiden sadece barlarda bir araya gelebilen
geyler, artık çok yoğunluklu olmasa da ekran (TV, sinema, internet)
ya da dergiler karşısında, seyahatlerde filan buluşuyorlar. Toplumsal
alanda gey olana şuncacık bir izin çıkmış yani yıllar içerisinde.
Gey paralar gey şirketlere akıyor ve bu da toplumsal görünürlük
yaratıyor.

Amerika'da, seyahat ederek kârlı bir pazar yaratan nüfusun %10'unu
ve yaklaşık 54.1 milyar dolarlık payını lezbiyenler ve geyler oluşturuyor.
(1) 230 gey ve gey dostu turizm acentesinin pazar araştırmalarını
yürüten bir birliğin, San Fransisco TAG'ın (Travel Alternatives
Group - Seyahat Alternatifleri Grubu) başkanı Tom Roth diyor ki:
"Azınlık grupları, turizm sektörünün hedeflediği kitlenin %50'sini
oluşturuyor. Bu durumda neden acenteler onlara yönelik çalışmalarda
bulunmasın ki?"(2).

Rich Worldwide Travel şirketinin gey turizm direktörü Allen Carter,
gey pazara hizmet vermek isteyen acentelerin illa ki lezbiyen ya
da gey olmak zorunda olmadığını, ama müşterilerine gey camiaya neden
ve ne şekilde dahil olduklarını göstermeleri gerektiğini söylüyor.
Bir acente gey camiaya onların dostu olduğunu iletmek istiyorsa,
tek amacının para olmadığını göstermeli. Nasıl mı? Örneğin, yerel
gey koroyu maddi manevi destekleyebilir, AIDS savaşım çalışmalarına
ya da konserlere sponsorluk yapabilir. Bir iki gey dergisine ilan
vermek ya da acentenin camına pembe üçgen çıkartması takmak akıllıca
olacaktır! Sembollerin tarih içindeki ilginç (ve acı veren) dolaşımı!
Naziler tarafından eşcinselleri damgalamak için kullanılmışken,
ardından batı lezbiyen ve gey hareketi tarafından bir direniş ve
açığa çıkma sembolü olarak benimsenmiş olan pembe üçgen, artık reklam
sembolü ya da kendi başına pazar değeri olan bir tüketim maddesi.
Diğer toplumsal değişim talebi içeren hareketlerin ya da özgürlük
anlayışlarının sembollerinin günümüzde başına ne geliyorsa, pembe
üçgen de bundan payını alıyor yani.

Alanında "lider" bir meslek birliği olan IGLTA (International Gay
and Lesbian Travel Association - Uluslararası Gey ve Lezbiyen Seyahat
Birliği), lezbiyen ve gey turizm sektörünün büyümesi ve gelişmesi
için çalışmalar yürütmekte. 1983'de 25 üyeyle kurulan IGLTA, bugün
çatısı altında 1200 civarı gey ya da gey dostu seyahat acentesi,
tur operatörü, havayolu şirketi, vs. gibi turizm alanında çalışan
firma bulunduruyor. Pazar araştırmalarının gösterdiği üzere oldukça
kârlı olan "gey seyahat" işine bulaşmak isteyenlere TAG, IGLTA gibi
kuruluşlara aktif katılımın önemi hatırlatılıyor. Her şey hazır.
Yani, müşteriler, müşterileri ve hizmeti üretecek şirketleri birbirine
kavuşturacak birlik hazır. Geriye önyargıları ve hetero müşterilerin
hışmına uğrama paranoyasını bırakıp, halihazırda ürettikleri ürünü
nasıl olup da gey ürün haline getireceklerini öğrenmeye aç şirketlerin
varlığı kalıyor. Yavaş yavaş hetero şirketler de konuya uyanıyor
gibiler.

İnternet, geylere hizmet vermek isteyen turizm firmalarının işlerine
oldukça yarayan bir ortam.(3) Harris Interactive Inc. tarafından,
2000 nisanında 7,558 katılımcı üzerinde yapılan bir araştırmaya
(4) göre lezbiyenlerin ve geylerin %25'i haftada 21 saatten fazla
vakitlerini -email işlemleri hariç- internette geçirirlerken, gey
olmayan katılımcılardan sadece %18'i internette benzer oranda vakit
geçiriyorlar. Community Marketing Inc.'ın 2001 yılında yapmakta
olduğu (hâlâ devam ediyormuş, tamamlanmamış sonuçlar) araştırmasına
göre ise, ulusal ortalama % 64 iken, geylerin %91'i son 12 ay içerisinde
tatil yapmış. Hatta geylerin % 49'u 3 ya da 3'den fazla tatile çıkmış.
Yurtdışı tatilinde ise ulusal ortalama % 9 iken, geyler için bu
oran % 54. Şimdi istatistik, pazar araştırmaları vs. konulardaki
düşüncelerinizi bir kenara bırakın ve bu rakamlara işadamı gözüyle
bakın. Ne yaparsınız? ILGTA'nın kapısını çalıp, hemen bir gey portalına
reklam vermez misiniz? Geylere hizmet veren en kapsamlı internet
içerik sağlayıcısı gay.com'u öneririm:
2000 yılında ayda 2.5 milyondan fazla lezbiyen ve gey tüketiciye
hizmet vermiş (bahsedilen rakam hit değil, kişi sayısı). (5) Lezbiyenler
ve geylere eğlence, finans ve sağlık bilgisi, magazin, kültür, sohbet
ve arkadaş bulma olanağı sağlayan bu dotcom'ları kullanarak tüketiciye
ulaşma çabası en fazla olan sektörlerden biri seyahat sektörü, doğal
olarak. Fiji Adalarından, Amazon seyahatine, Türkiye'den Nepal'e
geyler için hazırlanmış seyahat turlarına internetten ulaşmak çok
kolay.

TAG'ın pazar araştırmalarına göre, heteroseksüellerin %42'si bir
sene önceki turizm acentesinden hizmet alırken, geylerin % 87'si
aynı firmaya bağlı kalmış. (6) Geylerin genel olarak bağlılığı,
gözleri gey pazar tarafından açılmış hizmet ve ürün üreticileri,
halkla ilişkilerciler ve pazar araştırmacılar tarafından bilinen
bir gerçek. Haberler gey camiada hızlı yayılıyor! Deniyor ki, "geyleri
bir kere kapınızdan içeri almayı başarırsanız, firmanıza ve hizmetlerinize
bağlı kalacaklardır. Üstelik, genelde çift gelirli ve bakacak çocukları
olmayan çiftler oldukları için, sunduğunuz hizmeti rahatça satın
alabileceklerdir." Ve bilin bakalım ne? "Seyahat etmeye bayılıyorlar."

Bu rakamlar ve yorumlar şu iki soruyu getiriyor aklıma: Neden özel
olarak eşcinsellere yönelik pazar araştırmaları var ve neden bu
pazar araştırmalarını en etkili şekilde kullanan sektörlerden biri
turizm sektörü. Pazar araştırmaları ve turizm konusunda üçüncü dünya
ülkelerinden birinde, bu soruların ancak tüketici olarak muhatabı
olabilecek biri olduğumdan, yanıtlamakta biraz yetersiz kaldığımı
hissediyorum. Ancak tüketim toplumundan hoşlanmamam ve heteroseksüel
olmamam beni bu konuya sıradan bir tüketiciden daha şüpheli yaklaştırdığı
için, huzurunuzda bir miktar yanıt arama çabasına gireceğim.

Neden eşcinsellere yönelik pazar araştırmaları var? Demek ki, eğer
tüketim alanında kendilerine uygun farklı kanallar açılırsa eşcinseller,
heteroseksüel tüketiciden farklı davranma potansiyeline sahipler
ve pazar araştırmacıları da eşcinsel tüketicileri ayrı bir kategoride
değerlendirip bahsedilen potansiyeli ortaya çıkararak, bu özel kategorinin
özgün ihtiyaçlarına göre pazarlama stratejilerini yeniden değerlendirmek
istiyorlar.
Yazının
devamını okumak için tıklayınız

Yeşim
Başaran
|