



Ana
Sayfa
Demokrasi
Dikkat Çekenler
Önce Demokrasi
AB Yolunda
Haklarımız
Savaşa Hayır
Sivil Toplum
Sivil Anayasa
Minidev'in Amacı
Kültür
K Dergisi
Kültür-Sanat
Çevre
Gey-Lezbiyen Kültürü
L.G.B.T.T Yazıları
Alternatif Tıp
Başucu Yazıları
Cinsel Yaşam
Doğan Cüceloğlu İle İletişim Dünyası
Farklı Renkler, Farklı Kültürler
Süryani Kültürü
Yahudi Kültürü
Ermeni Kültürü
Rum Kültürü
Diğer
Minidev'de yazmak ister misiniz?
Reklamlarınız İçin
İletişim
YAZARLAR |


GLK
Editörü'nden... Güncelleme:
14.
01. 2003

!fistanbul'da Gökkuşağı Filmleri

2002'de New York Gey ve Lezbiyen Film Festivali'nin on dördüncüsü
yapıldı. Büyük televizyon kanalı Showtime'ın sponsor olduğu
festivalde dünyanın dört bir yanından gey-lezbiyen temalı film gezegenin
başkentine ulaştı ve on bir ayrı kategoride izleyiciye sunuldu.
Nisan ayındaki 16. Londra Gey-Lezbiyen Film Festivali'nde
ise 200'den fazla film gösterildi ve 109 film yapımcısı/yönetmen
hazır bulundu. İzleyici sayısı ise 23.500. Dev sponsorlarla gerçekleşen
bu festivallere bakıp iç geçirirken dar bütçeleri ile bize en iyisini
sunmaya çalışan "İfistanbul AFM Uluslararası Bağımsız Filmler
Festivali"mizi sıcak sıcak bağrımıza basıyoruz. İfistanbul'un
içindeki Gökkuşağı Filmleri bölümünün de bir gün New York
ve Londra GL Film Festivalleri gibi kocaman birer organizasyon
olmasını diliyoruz.

İfistanbul bu yıl iki yaşında. Geçen yılın heyecanını aynen
taşıyoruz. İstanbul'daki gey ve lezbiyenler için ise Gökkuşağı
Filmleri adeta birer "cemaat toplantısı"na
dönüşüyor yine. Bu yıl sadece bir parti değil, filmlerden sonra
uğrayıp bir kahve eşliğinde tartışma yapılabilecek "resmi gökkuşağı
café"si, Lambdaİstanbul adlı eşcinsel grubun toplantı
salonunda bir söyleşi var. İfistanbul, eşcinsel aktivist
gruplar için de önem taşıyor. Gey ve lezbiyenleri barlar dışında
da bir araya getirecek etkinlikler olması çok önemli… Festivalin
sosyal yanını bir yana bırakıp filmlere bir göz atacak olursak bizi
doyurucu bir programın beklediğini göreceğiz.

"AKA" Duncan Roy'un sadece 300 bin pound'a mal ettiği ve
piyangodan çıkan bir parayla çektiği söylenen (Ama gösterişli mekanları
ve sayısız planıyla bu konuda pek inandırıcı olmayan) bir İngiliz
filmi. Matthew Leitch'ın oynadığı işçi sınıfından bir gencin
öyküsü. Filmin en ilginç yanı ekranın üç kareye ayrılması. Zaman
zaman birbirlerini yakalasa da kareler sahneyi farklı açılardan
izleme imkanı veriyor. Biraz "Talented Mr. Ripley" (ama cinayet
işlemeyen bir Ripley) biraz da Fassbinder'in "Fox and
His Friends"ini hatırlattığını söylemek lazım.

"Fish and Elephant" ise büyük beklentilerle gidilmediği takdirde
sizi çok mutlu edebilecek bir film. Çinli yönetmen Li Yu'nun
bu filmi tam anlamıyla "underground" çünkü çekimler için
Çin'de "yetkili makam"a başvurup izin alınmamış. Ayrıca, oyuncuların
çoğu amatör ve hatta" ilan yoluyla koca bulma" konusun
işlendiği sahnelerdeki "koca" adayları gerçekten ilanla bulunmuş
sıradan erkekler. Çin'in ilk lezbiyen filmi olması, festivallere
katılmasının Çin hükümeti tarafından engellenmesi ve buna rağmen
ödüller alması filmi daha da ilginçleştiriyor.

"Killer Condoms" bana 1998'de Amsterdam'da eşcinsel olimpiyatları
sırasında şehrin meydanlarında koşan kocaman penisin sağlık görevlileri
tarafından prezervatif şeklindeki ağ ile yakalandığı gösteriyi
hatırlattı. Bir çizgi roman uyarlaması olan film eşcinselliğiyle
gurur duyan dedektif Macaroni'nin gerçekten katil ve gerçekten
"prezervatif" olan "Katil Prezervatifler"i yakalamaya çalışmasını
anlatıyor. New York'ta geçmesine rağmen herkesin Almanca konuştuğu
bu film Almanların Amerikalıları nasıl gördüğü konusunda ipuçları
veriyor. "Camp" sözcüğünü tam kavrayamadıysanız bu filmden
sonra her şey açıklığa kavuşacak!

"Venuz Boyz" belki de varlığından bile haberiniz olmayan
"drag king"ler hakkında. Kadın kılığında şov yapan
erkeklere "drag queen" dendiğini duymuşunuzdur. Peki ya tersini!
Aslında üç yıl önce İstanbul'da "toplumsal cinsiyet" üzerine
bir performans sergileyen Avusturyalı tiyatro grubu "Theater
Augenblicks"in gösterisinde bir drag king de vardı. Neyse, Venuz
Boyz, New York'ta bir gece kulübünde özgürlüklerini yaşayan,
bazıları bir geceliğine bazıları ise yaşamı boyunca "erkek"
rolü oynayan kadınlar, drag king'ler üzerine.

"Queer & Moslem: A Short Film Compilation" beş kısa filmden
oluşuyor. Müslüman ülkelerde eşcinselliğin nasıl yaşandığına dair
küçük yaşam kesitleri sunuyor. İran, Filistin, Tanzanya ve Lübnan'dan
filmlerimiz var ve pek iç açıcı olduklarını söyleyemeyeceğiz. "Yalnızca
Bir Kadın" isimli filmin yönetmenlerinden birinin kimliğinin
açıklanmamasını istemesi bile "oralarda" mutlu eşcinsel yaşamların
sürülmediğini hissettiriyor. Ancak aşk daima bir yolunu buluyor...

Gökkuşağı filmleri dışında çoğu vizyona girmeyecek birçok bağımsız
film var İfisitanbul'un programında. Festivalin üçüncü günündeyiz
ama hâlâ kaçırmadığınız birçok film var. İşlev ve estetik açısından
çok başarılı olan festivalin web sitesi eminim sizi de cezbedecek:
www.ifistanbul.com

E tabi sinema bölümümüze de bir uğrarsanız, oradan festivale bir
bilet kazanma şansını da elde edebilirsiniz!


Neşeli kalın.

Uğur ALPER


Diğer yazıları için tıklayın
|
|
|



GL KÜLTÜRÜ

GLK EDİTÖRÜ'NDEN

DERDİNİ SÖYLEMEYEN

EŞCİNSEL DEHALAR

TARİHİN
PEMBE
SAYFALARI

ROMEO
& ROMEO

JULIET
& JULIET

KADIN
KADINA

ERKEK
ERKEĞE

CİNSİYYET
(GL haber)

MİTLER

GLK MÜZİK

GLK KİTAP

GLK SİNEMA

SAĞLIK

SÖZLÜK

CİNSEL
BİLGİLER

MEKANLAR
Yazarlar

Merih
Akalın

Zehra Akdoğan

Cengiz Aktar

Uğur Alper

Orhan Bahçıvan

Dr. Arı Balcı

Rüstem Batum

Şabo Boyacı
 
Doğan Cüceloğlu

Şuayip Dağıstanlı

Dilek Dalaklı

Önal Demirci

Tuğrul Eryılmaz

Aynur Gedik

Dr. Mehmet Gürsel

Hakan Kuyucu

Sevin Okyay

Hakan Onum

Dr. Erhan Özer

Dr. Ender Saraç

Robert Schild

Cem Şen

Aykut Tankuter

Umur Talu

Anna Turay

Metin
Yahya Üster

Aret Vartanyan

Dr. Nesrin Yetkin

Erol
Yurderi
Servisler
YENI Okurdan

Bizi desteklemek
İster misiniz?

Yardım

E-posta

Favorilerinize
Ekleyin

miniDEV'i
Tavsiye Et

İletişim

miniDEV'i
Ana Sayfanız yapın
|