GLK Editörü'nden...Güncelleme: 06.11.2001

E-5'te Kısasa Kısas

Selamlar efendim,
Medyada sürekli travesti haberleri çıkar, artık alıştık buna. Çoğunlukla da "nasıl terör estirdiklerine" nasıl "kavga çıkardıklarına" dair haberlerdir bunlar. Geçen hafta haberlerde travestileri bir arabayı tam anlamıyla parçalarlarken gördüm. Bu olayın ardında ne vardı, ne olmuştu da travestiler böyle öfke doluydu, hiç merak ettiniz mi? İşte olayların içinde bizzat bulunan Oya isimli travesti arkadaşımın yazdıklarını aynen yayınlıyorum.
Uğur Alper


Merhabalar...

İki haftadan beri yazılı ve görsel medyanın travestiler hakkındaki yorumlarıyla ilgili biraz bilgi vermek istiyorum. Bazı tuzu kuruların yaptığı gibi kaprisli bir şekilde 'aman sende' demez ve en azından okursanız sevinirim.

E-5'de arabasına bindiğimiz iki müşteri, ilerde anlaşamadığımız için inerken arkadaşımın boğazına ekmek bıçağını dayayarak kaçırdılar. Beni gözlerine kestiremedikleri için benim arabadan inmemi beklemişler ve arkadaşımın bir anlık dalgınlığından faydalanarak onu kaçırmışlardı. Sayısı bellisiz kereler kaçırıldığım için bu konuda çok deneyimliydim. Arkadaşımın çığlığını duymamla giden arabanın peşinden koşmam bir oldu. Miyop olmama ve arkadaşlarımın bana ''Kör Oya''diye hitap etmelerine rağmen plakayı aldım. Arkadaşlara haber ettim. Onlar ise polise gitmek yerine kendi özel arabalarıyla arkadaşı aramaya koyuldular. Bunun samanlıkta iğne aramaktan farksız olduğunu bildiğim için ben hemen polise gittim.

Orada alay edilip aşağılanmayı hiçe sayıp kendimi acındırarak 3 kere plakayı anons ettirdim. O anonsları ettirmek için neler çektiğimi tahmin bile edemezsiniz. Tabii ki sonunda yakalandılar.

Kızı kaçırdıktan sonra, birkaç kere öldürmeye kalkıp vazgeçtikleri için boğazında o bıçağın izleri vardı. Arkadaş onlara para temin edebileceğini söyleyerek onları biraz yatıştırmış diğeri ise Beyoğlu Adliyesi önüne parayla gidip kızı onların elinden almak istemiş. Ama ben onlardan önce davranıp anonsları ettirdiğim için yakalandılar tabii ki.

Adamlar yakalandıktan sonra olayın olduğu bölgedeki karakola gittik. Akşam saatleri olduğu için bir süre polisler tarafından oyuncak gibi oynandıktan sonra evlerimize dağıldık. Ertesi gün kati rapor alınıp mahkemeye çıkılacaktı. Bir gün sonra karakola gittiğimizde arkadaşımızı rapor almaya götürmedikleri gibi o soğuk havada da dışarıda bekletiyorlardı. Karakolun etrafı (arkadaşımızı kaçıranların arkadaşları olan) tipleri bozuk 40-50 civarındaki kişiler tarafından çevrelenmişti. Her fırsatta bize çatmak için bahane arar gibiydiler. Ben de hemen E-5 sosyetesinde bulunan ne kadar arkadaş varsa haber ettim.

Adamların içeri gireceklerinden emin olduğumuz için gönlümüz rahattı. Mahkeme saati geldiğinde ben şahit olarak savcının karşısına çıktım. Odaya girdiğimde beni bakışlarıyla aşağılayan, pisliğe bakarcasına iğrenerek bakan bir insan müsveddesiyle karşılaştım. Adamlar ifadelerinde bizim onların telefonlarını çaldığımız için bu yola başvurduklarını söyledikleri için savcının elinde delil olmamasına rağmen bana ilk sorduğu "Adamları niye soydunuz" oldu. Ben de delil olmadan bizi suçlayamayacağını söylemek istedim... Öyle bir şey yapmış bile olsak hatanın hatayla telafi edilemeyeceğini, adam alıkoymak ve fidye istemenin mazeretinin olamayacağını, adamların fidye istemek için arkadaşımızı aradığına dair telefonunda çıkan numarasının olduğunu söylemek istedim. Ama sadece "bizim onların telefonlarını çaldığımızı söylemelerinin kendilerini temize çıkartmak için uydurdukları bir şey" olduğunu belirtebildim.

Lafımı bitirir bitirmez de köpeği azarlar gibi bana bağırarak beni kovdu.

Fazla ayrıntıya girmeme gerek yok. "Travesti katli caiz" olduğu için adamlar serbest bırakıldı. Adliyenin dışında bekleyen toplam 100'e yakın kişi de birbirine girdi. Adamların arkadaşımızı kaçırdıkları araba karakolun önünde kuzu kuzu yatıyordu. Oraya gittiğimizde bağırarak "polise güvenmemiz hataydı, büyük Türk adaletine güvenmemiz en büyük hataydı, madem burada orman kanunları geçiyor alın size adaleti" diyerek adamlara veremediğimiz cezayı arabaya verdik. Topkapı'dan Taksim'e kadar konvoy halinde "İntikam... İntikam" diye bağırarak geldik.

İki gün sonra da benzeri bir olay daha oldu. Bu sefer de arkadaşlar Türk polisini ve adaletini gereksiz yere meşgul etmemek için adamların cezasını kameraları bizzat çağırarak onların önünde verdiler. Son 2 hafta içinde olan 3 olay da bu yazdıklarımdan ibarettir. Arkadaşlar artık "keşke adamın cezasını biz verseydik" deyip boşa dövünmek istemiyorlar. Şimdilerde E-5'de yeni bir felsefe hakim.
Kısasa kısas!

Kucak dolusu sevgiler....

Oya E-5 Fedaisi



Diğer yazıları için tıklayın