
Derdini
Söylemeyen...
Bazen
kendimi çok ama çok yalnız hissederdim. Sanki dünyada tek
ben vardım. İki kutuptaydık; ben bir tarafta, dünyanın geri
kalanı öteki tarafta. Uzanacak, bana dokunacak bir el aradım.
Bulamadım. Çünkü ben tektim. Sonra bir gün kafamı kaldırdım,
gökyüzüne baktım. Gökyüzü pembe martılarla doluydu ve hepsi
bir gökkuşağına doğru uçuyordu. Kanatlarım çıkıverdi birden
ve ben de havalanıp pembe martılara katıldım.

Evet, yalnız değildim. Artık özgürdüm. Yalnızlığın zincirlerinden
kurtulmuştum. Sen de yalnız değilsin. Neler yaşadığını biliyorum.
Aynılarını ben de yaşadım çünkü. Ne sorunun varsa yaz bana.
Sadece benden değil, başka birçok kişiden cevap alacağına
eminim. Haydi korkma, sadece TIKLA.
|
Soru:
Selam… Yahoo'da Gay
Kimliği
adı altında arama yapınca minidev
sayfalarına ulaştım. 31 yaşında gizli bir gayim. Çevremde çakan
olmuş mudur bilmiyorum ama en azından ben farkında diilim. Arkadaşlarım
ve sevdiğim insanlar var. Ama gerçek anlamda açıldığım hiç kimse
yok. Fakat kendimi hep bir açıdan iki
yüzlü
hissetmişimdir. Gerçi bunlar iki taraflı, çevrem de bu tür bir yaklaşımı
pek kaldırabilecek türden değil. Bilemiyorum belki de çevremin ufak
da olsa bir bölümü kimliğimi
kabullenebilir. Ama cesaret? Bir de tabii benimle yakın insanları
da üzmek gibi bir endişem var ki, bunu hiç istemiyorum. Ben gayim
diye bana yakın insanlar hakkında soru işaretleri doğurmak istemem
doğrusu. Başından Gay olduğumu açıklasam ve bu insanlar benim arkadaşım
olsalar tamam, ama belli bir aşamadan sonra? Bu bir kısır söngü
sanırım, her gün daha da derinleşen? Acaba ailem dahil herkese izimi
kaybettirip yeniden mi başlasam diye geçiyor aklımdan bazen...
Merhaba

Eşcinsellerin
en büyük ikilemlerinden biri bu değil midir? Bir tarafta iki yüzlü
olduğunuzu hissettiğiniz bir yaşam, öteki tarafta ise yakınlarınızın
sevgisinden mahrum kalma riski. Hatta sadece yakınların sevgisini
kaybetmek değil, çoğu zaman sosyal yaşamınızın, aile hayatınızın,
iş hayatınızın sekteye uğraması riski vardır. Bugüne kadar gizliliğe
dayalı bir yaşam kurmuşunuzdur kendinize. Her şeyi hesaplarsınız,
söyleyeceğiniz her söze dikakt edersiniz ve "şüphe" uyandırmamak
için neredeyse "rol yaparsınız." Bir süre sonra yaşamınızın normal
akışı bunun üzerine kuruluyor ve kolaylaşıyor gibi görünse de, bir
gün "açık" olduğunuz bir ortamda bulunursunuz ve nasıl bir hapishanede
yaşadığınızı fark edersiniz. Yani klişe bir benzetmeyle bir gün
kazara kafesinden çıkan kuşun o güne kadar mutlu olması gibi, özgürlüğün
tadını bir kez aldıktan sonra tekrar o ikiyüzlü yaşama dönmek çok
yıpratıcı oluyor.

Ancak
kurulmuş bir yaşamı riske atmak da senin de söylediğin gibi bir
"cesaret" işi. İşin özünde seni sen olarak kabul etmeyecek birinin
bu nedenle senden uzaklaşması çok büyük kayıp değildir. Gey olduğunu
öğrendiğinde senden uzaklaşacak biri seni heteroseksüel olduğun
için, daha doğrusu öyle olduğunu sandığı için mi seviyor olacak
bu durumda? Açılma bir gey için çok zor olsa da bunu kaldırabileceğini
düşündüğün bir kişiden başlamak iyi olabilir. Aslında "kaldırmak"
lafı da bu noktada abes. Bu "kaldırılması" gereken bir şey değil
ki. İşte önemli olan bunun öyle bir şey olmadığı şeklinde cinsel
yönelimini açıklamak. Sıradan bir şeymiş gibi. Hiçbir aklı başında
eşcinsel tanışırken "merhaba ben de geyim" demiyor. Ama bana kız
arkadaşım olup olmadığı sorulduğunda hayır ama erkek arkadaşım var
diyorum..

"Dolapta geçen bir yaşam hiç yaşanmamıştır" diye bir laf vardır.
Yaşamı yakalamak için dolabın bir yerlerinden en azından ışık gelmeli
diye düşünüyorum.

Sevgiler
Uğur Alper




Geri
|