Eşcinsel
Dehalar

Milk Harvey
Gey
aktivist. Kore'de savaştığı ve öğrenmelik yaptığı yıllardan sonra
sevgilisiyle Manhattan'da güvenli, orta sınıf bir hayat yaşamaya
başladı. 1960'ların sonlarına doğru yeni sevgilisinin de etkisiyle
Milk'in sosyal ve politik tutuculuğu değişmeye başladı. O
dönemde hippi oldu ve San Francisco'da eşcinsellerin taşınmasıyla
hızla bir gettoya dönüşen Castro Sokağına taşındı. 1973'te San Francisco
müfettişliği için adaylığını koydu. Bu, eşcinselliği kamuoyunda
bilinen ve hippi olan bir aday olduğu için oldukça önemli bir sonuçtu.
Castro'da yerel bir örgüt kurdu. 1976'da belediye başkanı George
Moscone, Milk'i, izin başvuruları kuruluna atadı. Böylece
Milk ülkenin ilk bariz eşcinsel yüksek memuru oldu. 1977'de
San Francisco'nun Beşinci Bölgesi'nden müfettiş olarak seçimi kazandı.
Birleşik Devletler'de ilk kez, herhangi bir büyük kentte, açıkça
eşcinsel olan bir aday seçimi kazanıyordu. Onun baskısı altında,
Kent Meclisi, eşcinsel hakları yasası çıkardı. Milk eyalet
senatörü John Brigges'in desteklediği ''6. teklif'' e karşı
mücadele verdi. Yasa genel anlamda şöyle diyordu: 'Okul çocuklarına
ve/veya diğer okul çalışanlarına, doğrudan yönelik veya dikkatlerini
çekecek özellikte, özel veya halka açık şekilde, eşcinsel etkinliği
savunan, empoze eden, teşvik eden reklam veya reklamını yapan her
öğretmen suçlu bulunacak ve işten atılacak.' Milk'in
kampanyaları sonrasında yasa teklifi yenilgiye uğratıldı. 27 kasım
1978'de Harvey Milk ve Belediye Başkanı Moscone, eşcinsellik
konusunda uzun zamandan beri Milk'le çatışan, ''aile değerleri''
savunucusu, Müfettiş Dan White tarafından öldürüldü. Duruşmanın
sonunda jüri taammüden adam öldürme kararı verdi. Birleşik Devletler'de
seçim kazanmış ilk açık eşcinsel memur olarak, Milk'in, Amerikan
gey ve lezbiyen hakları tarihinin gidişatı üzerindeki etkisi çok
derin oldu.
Kaynak: www.glbt.com.tr.tc



Rudolf Nureyev
Gelmiş
geçmiş en büyük dansçılardan biri sayılan Rudolf Nureyev
17 Mart 1938'de Doğu Sibirya Ufa'da doğdu. Nureyev, Vaslav
Nijinsky'den beri bale dünyasındaki ilk erkek superstar oldu. Olağanüstü
dönüşleri ve sıçramalarının seyircileri etkilemesinin yanında sahnede
ve sahne dışındaki gösterişi ve ihtiraslı karakteri onu bir fenomen
haline getirdi. Tatar asıllı olan Nureyev Moskova ve daha
sonra dans dersleri aldığı Ufa'da eğitim gördü.1955 -1958 arasında
Leningrad Bale okulunda çoğu öğrenciden üstün fakat asi bir öğrencilik
hayatı geçirdi. Bale heyetinden geçip mezun olduktan hemen sonra
Kirov balesinde solo rolleri üstlenmeye başladı. Üç yıl sonra 17
Haziran 1961'de Kirov balesiyle Paris turundayken Sovyet güvenliklerinden
kendini kurtarıp Le Bourge havaalanındaki memurlardan sığınma hakkı
talep etti. Bunu takip eden aylarda Paris, New York City, Londra
ve Chicago'da gösterilere katıldı ama onun için dönüm noktası 1962'de
İngiltere Kraliyet Balesi'nde büyük ünü olan kendisinden 19 yaş
büyük Margot Fonteyn'e eşlik etmesiydi. Nureyev'in
ateşi ve ustalığı Fonteyn'in olgun zarafetine tam bir uyum
sağladı ve bu uzun partnerlik dönemi Fonteyn'in kariyerini
tazelerken Nureyev'in kariyerini oluşturmuş oldu. Kraliyet
balosunda geçici artist olarak 20 yıl süren bir çalışma sürecine
rağmen resmi olarak dans grubunun bir üyesi değildi. Nureyev
çeşitli ülkelerde konuk dansçı ve daha sonra koreograf olarak çalıştı.
1970'li yıllarda Nureyev diğer gösteri dallarına eğildi.
Televizyonda ve kısa metrajlı filmlerde kendini göstermeye başladı.
Ayrıca Brodway Müzikalinin yeniden doğuşunda "Kral ve Ben"
deki Siyam Kralı rolüyle ABD'yi turladı. 1982'de Avusturya vatandaşı
olmasına rağmen çoğunlukla Paris Opera Balesinin müdürlüğünü ve
baş koreograflığını yaptığından Paris'te yaşadı. 1989'da ilticasından
sonra ilk defa Sovyetler Birliğinde bir dans gösterisine çıktı.
Hayatında son kez 1992 kasımında seyirci önüne çıkan Nureyev Paris'te
kendi eseri olan La Bayadere'in galasını yaptı. 1993'te Paris'te
AIDS'ten öldüğünde daha 54 yaşındaydı. Hayatı boyunca cinsel tabuları
yıkmaya uğraştı. Kendi keşifleri aynı zamanda porno filmlerinin
malzemesi oldu. Nureyev dansçılığının ötesinde modern dünyanın
tarihine isyankâr kişiliğiyle de geçti. Eşcinselliği hakkında hiçbir
şey yazılıp çizilmemiş olsa da herkes onun eşcinsel olduğunu biliyordu
ve bu konuda da kendisi o kadar rahattı ki hiçbir açıklama yapma
gereği duymuyordu. Eşcinsel dahiler bölümünde en güzel yerlerden
birini hak ediyor Nureyev.



E.
M. Forster
Nedensellik fikrinden hoşlanmıyorum. Ülkeme ihanetle arkadaşıma
ihanet arasında seçim yapmak zorunda kalırsam umarım ülkeme ihanet
edecek cesareti bulurum. - E. M. Forster
 
E.
M. Forster 1
Ocak 1879'da in Londra'da dopğdu. Babası Edward Morgan Llewellyn
Forster, annesi Alice Clara ("Lily") Whichelo idi. Aslında esas
adı amcasının adı olan Henry Morgan'dı. Ama kazara babasının
adı olan Edward Morgan adıyla vaftiz edilmişti. Oğlunun doğumunan
hemen sonra hastalanan babası bir buçuk yıl sonra öldü ve Forster'ı
annesi Lily ve babasının teyzesi Marianne Thorntorn yetiştirdi.

Forster
çocukluğunu daha sorna romanlarına ilham kaynağı olacak Rooksnest'te
geçirdi. Forster iyi okullara gitti ve dünyanın her yerini
gezdi. İtalya, Almanya, Mısır ve özellikle sevdiği Hindistan.  
1924'te
yazdığı "Hindistan'a bir Geçit"ten sonra ise hiçbir eser
üretmedi. Yazdıklarında da seyahatleri büyük yer tuttu. Kraliçe
Elizabeth 1969'da doksanıncı doğum gününde Forster'a
Onur Ödülü verdi.

50
yıl boyunca tek sevgilisi oldu, Londra'lı, evli bir polis memuru
olan Bob Buckingham.

1970'de
ise Coventry'de öldü. Forster'ın meşhur gey romanı "Maurice",
1914'te yazıldı ama 1971'e kadar basılmadı. Romanın konusu genç
bir İngilizin kendi cinsel yönelimiyle barışma süreci. İyi bir eğitim
alan Maurice Hall babasının borsadaki şirketinde çalışmaya
hazırlanmaktadır. İçinde bulunduğu toplumda sıradan bir genç adamdır,
tek farkı eşcinselliğidir. Cinselliğini keşfetmek onun kafasını
karıştırır, şaşırtır, acı verir ve sonunda onu kurtarır.
 
Forster'ın
bu romanı gey klasikler arasındadır ve Hugh Grant'in de oynadığı
bir sinema filmi mevcuttur.



Virginia Woolf

1882'de
Londra'da doğan ve 1941'de de ölen Virginia Woolf yazar,
romancı ve eleştirmendir. O yıllarda kadınların ikinci planda kalmasına
rağmen Woolf, anne babasının açık görüşlülüğü sayesinde evinde
iyi bir eğitim almış ve yazmaya başlamış.1895'de bir gazetede kısa
hikayeleri yayınlanmış.

1904'te Londra'daki Bloomsbury'ye taşınması ise hayatının
dönüm noktası olmuş. Bloomsbury grubu içinde birçok ünlü edebiyatçıyı
barındıran ve cinsel konulardaki özgürlükçü tavırlarıyla tanınan
bir grup entelektüelden oluşuyordu. Grupta John Maynard Keynes,
E. M. Forster, Roger Fry, Duncan Grant ve Lytton Strachey
gibi ünlüler vardı. Woolf 1909'da bir süreliğine (Carrington
filminden hatırlayacağınız) Lytton Strachey ile nişanlandıysa
da 1912'de Leonard Woolf ile evlendi.

Bu
arada kadınlara da yakınlık duyan Virginia Woolf'un eserlerinde
kadın yakınlıklarına bol bol ratlanır. Bir klasik olan Orlando isimli
romanı bir aşk mektubuyla beraber sevgilisi Vita Sackville-West'e
adanmıştır.

Woolf 1941'de Sussex'de bir nehire atlayarak intihar
etmiştir. Yazar, modernist hareketin en önemli kişilerinden biri
olarak tarihe geçmiştir ve roman türünün gelişimine büyük katkıda
bulunmuştur. 1929 tarihli "Kendine Ait Bir Oda" feminst hareketin
klasik bir romanı olarak kabul edilir.

Diğer
yazılar için tıklayın
|