



Ana
Sayfa
Demokrasi
Dikkat Çekenler
Önce Demokrasi
AB Yolunda
Haklarımız
Savaşa Hayır
Sivil Toplum
Sivil Anayasa
Minidev'in Amacı
Kültür
K Dergisi
Kültür-Sanat
Çevre
Gey-Lezbiyen Kültürü
L.G.B.T.T Yazıları
Alternatif Tıp
Başucu Yazıları
Cinsel Yaşam
Doğan Cüceloğlu İle İletişim Dünyası
Farklı Renkler, Farklı Kültürler
Süryani Kültürü
Yahudi Kültürü
Ermeni Kültürü
Rum Kültürü
Diğer
Minidev'de yazmak ister misiniz?
Reklamlarınız İçin
İletişim
YAZARLAR
|

Biyoterapi
Bugün kullanılan tıbbi tedavi yöntemlerinin yanısıra insanlar, birçok
sebeplerden dolayı, (örneğin farmakolojinin aşırılığı), hastalıklarının
tedavisi için halk tıbbından da yararlanma arayışlarına girmişlerdir.
Bunların içinde özellikle elle tedavi (manual therapy) ve biyoenerji
ile tedavi yöntemi, en doğal ve etkili olanıdır.

20. yüzyılın başında Sovyetler Birliğinde, V.İ. Behterev ve diğer
bazı bilim adamları, insanın bir biyoenerji alanına sahip olduğunu
farketmişler, bu konuda araştırmalar yaparak birçok kitap ve makaleler
yazmışlardır. Başlangıçta başarıyla sürdürülen bütün bu çalışmalar,
bir süre sonra "Marksizm-Leninizm'e uygun olmadığı için" yasaklanmış
ve açılan fakülteler kapatılmıştır. Dolayısıyla uzun bir zaman biyoenerji
ile ilgili hiçbir bilimsel araştırma yapılmamıştır. Hatta basında
çıkan biyolojik alan ve bağlantılı olaylarla ilgili makaleler de alay
konusu olmuştur.

Bugün ise, bilim adamları ve kamuoyu artık biyolojik alanın varlığını
kabul etmektedir. Parapsikoloji ve biyoenerji konularıyla ilgili çalışmalar
dünyanın her tarafında yapılmakta ve sonuçları insanların yararına
sunulmaktadır. Çok eski doğu kültürlerinde halk doktorları, insan
vücudunda "Çİ" adı verilen bir enerjinin varlığını keşfetmişlerdir.
Bir yaşam enerjisi olan "Çİ" nin açıklanması zordur. Çjen-tsü terapisi
uzmanlara göre "Çİ", tüm vücut enerjisinin, birleşik fonksiyonudur.
Bu enerji alanında sinir merkezleriyle ilgili enerji dağıtım merkezleri
de bulunur ki, bunlara "çakra" adı verilir. Bu çakralar bel kemiği
boyunca sıralanmıştır. Bugün belkemiği boyunca yerleşik enerji merkezlerindeki
(çakralardaki) enerji sirkülasyonunu engelleyen patolojik bozukluklar
giderilebilmektedir.

Doğu ve batı parapsikoloji ekollerinde yer alan ve insandaki biyolojik
alan ve onun düzeltilmesi konusunda yapılan çalışmalara gelince.

Günümüzde olağanüstü parapsikolojik olayları (elle tedavi dahil) açıklayabilen,
sonuçlanmış tek bir bilimsel çalışma yoktur. Bugün dünyada yüzden
fazla üniversite kürsüsünde bu olayın araştırması yapılmaktadır. Modern
bilimde ana araştırma dalları şunlardır: Elektromanyetik, jeofizik
ve psikofizik modelleri, elektronik ve rastlantısal süreçler ile ilgili
düşünceler, değişim modelleri, kuantum mekaniği ve holistik modeller.

Öte yandan doğuya baktığımızda durum farklıdır. Eski yoga felsefesinde
ve Çin tıbbında biyoenerjinin önemi büyüktür. M.Ö.1000 yıllarında
makrokozmos (evren) ve mikrokozmosun (insan, organizma), ilke olarak,
tek bir şemaya göre yaratıldığına ilişkin düşünceler vardır. Bu sistemin
ana hatlarını 5 temel unsur oluşturmaktadır. Bu unsurlar ateş,
su, toprak, ağaç ve metaldir. Bunlar olmadan
yaşam mümkün olmaz. Makro ve mikrokozmosun aktif faaliyetleri sonucu
iki güç ortaya çıkmaktadır. Bu güçlerden biri erkek güç "YANG" ve
diğeri dişi güç "YİN" dir. Bu iki gücün birleşimi dev bir yaratıcılık
etkisi (impuls) doğurmuş ve sonuçta dünyanın ve varlıkların temelini
oluşturmuştur.Yapısal birlik, evrensel cevher "Çİ" aracıyla gerçekleşmektedir.
"Çİ", bir enerji, "yaşam enerjisi" olarak izah edilebilir. Ve "Çİ"
yi tek bir tanımla anlatmak mümkün değildir.

Hint terminolojisinde "Çİ" nin karşılığı, "PRANA" dır. Teozofi ve
antropozofide ise sema veya "semavi cisim"dir. A.İ Kobzev "Çİ" yi
şöyle tanımlıyor: "Çİ" genel, dinamik, ruhsal ve maddi cevherdir.
Bu tanım "Çİ" nin enerjik özelliklerini ortaya koymakta ve doğudaki
biyoenerji kavramının anlaşılmasında büyük rol oynamaktadır. "Çİ"
nin bu enerjik özellikleri, tüm Çin tıbbının ana temelini oluşturmaktadır.

"Çİ" gücünün yanında eski Çinliler dünyanın yaratılmasıyla ilgili
bir ilke daha ortaya çıkardılar. İkilik ilkesi. Bu, ikincil bir ilkedir
ve dünyanın oluşumunun anlaşılmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Şematik olarak:

"Çİ" .................enerji-şekil
DAO
"YİN-YANG" ....... sema-toprak

Görüldüğü gibi, varlığın üst düzeylerinde ikilik yasası geçerlidir.
"Enerji-şekil" varlıkların durumunu gösteriyor. "YİN-YANG" ise şekilsiz
enerjik durumlardan ortaya çıkan global, yasal bağları temsil eder.
"YİN-YANG" burada gerçek, doğal, harikulade olan olaylardır ve yaşamı
bağlayıcı doğa yasalarına uygundur. Bu ikiliğin her parçası birbirine
geçmekte, birbirini koşullandırmakta, ayrı olamamakta, böylece karşıtlar
arasındaki birlik ve savaş oluşmaktadır. Teklik ve ikilik ilkelerine
göre dünyanın oluşumunun tablosu da ortaya çıkıyor. İnsan da bu tabloda
yerini almıştır. Yaşam enerjisi "Çİ" organizmada engelsiz dolaşır.
Bu hareket çok düzenli ve dengelidir. "Çİ" nin hareketindeki değişiklikler
ise hastalık belirtisidir. Demek ki "Çİ" organizmadaki tüm süreç ve
fonksiyonların dış çevre ile birbirini etkilemesinin başlıca belirleyicisidir.
İnsan vücudundaki yaşam enerjisi "Çİ" nin gerçek adı, "KKKÇİ" dir.
Bu enerji nefes ve gıdanın bir toplamıdır. Bundan dolayı Hindistandaki
yogiler ve Çinliler "Çİ" toplamak için, nefes egzersizlerine çok önem
verirler. "Çİ" vücuttaki tüm süreçleri hızlandırabilir.Örneğin bağırsak
tembelliğini "Çİ" enerjisini toplayarak düzeltebilirsiniz.

Bu arada birçok kitapta "meridyen" terimini de görebilirsiniz. Bizim
için meridyen, "Çİ" enerjisinin vücuttaki geçiş yollarıdır. Bu, ana
meridyende oluşan bir komünikasyon sistemidir. İnsan vücudundaki her
ana meridyen 12 organdan biri tarafından yönetilmektedir. Bunlar akciğer,
kalın bağırsak, mide, dalak, kalp, ince bağırsak, idrar torbası, böbrek,
perikard, safra kesesi ve karaciğer meridyenleridir.

Dr.
Şuayip DAĞISTANLI

ŞUA BİO ENERJİ MERKEZİ
Bio Enerji ve Akupunktur
Tel: 0216 -373 83 54
[email protected]
Dr. Şuayip Dağıstanlı ile yapılan ve Sabah gazetesinde yayınlanan
röportaj için tıklayınız
|
|

ALTERNATİF TIP  A.T
EDİTÖRÜ'NDEN
 A.T
HABERLER

AKUPUNKTUR

ALEXSANDER
TEKNİĞİ

AROMATERAPİ

ASED

AYURVEDA

BİYOTERAPİ

ÇİGONG

FENG
SHUİ

HAREKETLİ
KUVVET

HOMEOPATİ

HİPNOZ

KİNESİOLOJİ

KİROPRAKTİK

KRİSTAL
TERAPİ

REİKİ

REFLEKSOLOJİ

RENKLERLE
TERAPİ

SHİATSU

T'Aİ
CHİ CH'UAN

VEDİK
ASTROLOJİ

YOGA
Yazarlar

Merih
Akalın

Zehra Akdoğan

Cengiz Aktar

Uğur Alper

Orhan Bahçıvan

Dr. Arı Balcı

Rüstem Batum

Şabo Boyacı
 
Doğan Cüceloğlu

Şuayip Dağıstanlı

Dilek Dalaklı

Önal Demirci

Tuğrul Eryılmaz

Aynur Gedik

Dr. Mehmet Gürsel

Hakan Kuyucu

Sevin Okyay

Hakan Onum

Dr. Erhan Özer

Dr. Ender Saraç

Robert Schild

Cem Şen

Aykut Tankuter

Umur Talu

Anna Turay

Metin
Yahya Üster

Aret Vartanyan

Dr. Nesrin Yetkin

Erol
Yurderi
Servisler
YENI Okurdan

Bizi desteklemek
İster misiniz?

Yardım

E-posta

Favorilerinize
Ekleyin

miniDEV'i
Tavsiye Et

İletişim

miniDEV'i
Ana Sayfanız yapın
|