M.
Ayurveda
M. Ayurveda Ne Demektir, Amacı Nedir?
Şu an yeni bir tıp dalı olarak bilinen Ayurveda, aslında binlerce
yıl öncesine dayanan Hindistan kökenli en eski tıp sistemlerinden
biridir. Ancak başta Amerika'lılar olmak üzere batılılarca tekrar
gözden geçirilmiş ve modernize edilmiştir. 1990 yılı Ocak ayında,
dünyada birçok ülkenin bir referans merkezi olarak kabul ettiği Amerikan
Konseyi'nce, legal, tavsiye edilecek bir tıp dalı olarak kabul edilmiştir.

Günümüzde Ayurveda'nın popülerlik kazanması, Ayurveda adı altında
eksik ve hatalı uygulamaların yapılmasına da yol açmaktadır. Örneğin,
tuzlu su içirip kusturmak gibi. Benim uygulamakta olduğum Ayurveda
ise, Maharishi Mahesh Yogi'nin önderliğinde modernize edilmiş, bilimsel
olan ve sadece tıp doktorlarına öğretilen Ayurveda'dır.

Kelime anlamı olarak (Ayur) yaşam ve (Veda) bilgi, yani
yaşam bilgisi demektir. Amaçları hayatı uzatmak, mükemmel sağlığı
yaratmak ve hastalıkları, bozuklukları vücuttan uzaklaştırmaktır.
Ayurveda'nın esas önemli noktalarından biri de insanı, beden ve zihinle
bir bütün olarak görmesidir. Ve onun tüm unsurlarını bir arada uyumlu
ve dengede tutmaya çalışmasıdır. Nasıl oluyor da zihin ve beden birbiriyle
ilgili oluyor? Geçtiğimiz yıllarda fizikte kabul edilen Quantum teorisine
göre, moleküller ve atomdan öte, bir de maddenin quantum düzeyi vardır.
Bir quanta, bilinen en küçük atomdan 10-100 milyon kez daha küçüktür.
Bu düzeyde enerji ve madde birbirine dönüşebilir bir halde durmaktadırlar.
Bu quantalar gözle görülmeyecek titreşimlerden oluşurlar ve adeta
bir fizik oluşum için şekillenmeyi beklerler. İnsanda da aynı olay
geçerlidir. Önce görülmeyen titreşimler quantum dalgalanmalarına,
o da enerji uyarılarına ve o da maddeciklere, düşünceye, DNA'ya, ağrıya,
dokulara, hücreye, herşeye dönüşür. İşte Ayurveda bu düzeyden, zihin
ve beden düzeyinden sağlığa bakar.
Bu sistemin en önemli noktalarından biri de, sağlığı korumanın, tedavi
etmekten daha önemli olduğudur. Yapılan patolojik araştırmalar göstermiştir
ki, örneğin 40 yaşında bir erkekte oluşan kalp enfarktüsü, koroner
damarda tıkanma gibi semptomlarla kendini belli edip, doktora gidince
ortaya çıkmaktadır. Oysa daha 20 yaşında bu kişinin damarlarında ileride
kalp enfarktüsüne dönüşebilecek ve damar tıkanmasına yol açacak yağ
taslakları patolojik olarak saptanmıştır. İşte bu düzeyde olaya müdahale
edilirse, herşey çok daha basit ve kolay olur. Çünkü hangi doşha
tipindeki kimsede ne tür hastalıklara eğilim olduğu bellidir.
Nedir bu Doşha'lar? Doşha'lar, Ayurveda'da çok önemli bir nokta, bireysel
psiko-biyokimyasal özellikler grubu ve kişiye özgü beden tipleridir.
Her insanda egemen olan bir, bazen iki, hatta ender olarak üç doşha
vardır. Bu doşha'lar kişiye bütün önemli özelliklerini verirler, böylece
hiç kimse bir diğerinin aynı olmaz. Eğer bu doşha'lar dengeden çıkar,
artar veya azalırsa hastalıkların yolu açılmış olur.

Mükemmel bir sağlık için kişinin kendi beden tipini, yani doşha tipini
bilmesi çok önemlidir. Nedeni de bir beden tipi için iyi olabilecek
bir yiyecek bazılarımız için bir olay olabilir. İşte bu yüzden bazılarımız
yazı sever, bazılarımız kışı; kimimize dondurma zevkli gelir, kimimize
ise dokunur. Bazen canımız çorba ister, bazen de tost. Nasıl oluyor
bu olay? Bir bardak sütte, kim içerse içsin, 120 cal. vardır. Ama
bazılarımız onu içerse yağ depolar, bazılarımızda enerjiye dönüşür.
Bazıları ise kemikte Ca++ depolar, bazısı idrarla dışarı atar, bazıları
ise böbrek taşına dönüştürür, üstelik aynı kalsiyumu. Doşha tipimizi
bilmek, kendimizi anlamak, aynı maddelere neden farklı cevaplar verildiğini
kavramak için bu nedenle önemlidir. Ayrıca modern tıpta hastalık oluştuktan
sonra çoğu zaman belirtiler ortaya çıkmaktadır. (Tıkanan damar örneğindeki
gibi). Ve o zaman kişi sağlığına dikkat etmektedir. Oysa kendi tipimize
göre uygun beslenme ve davranışlarda bulunmak, temelden bir korunma
ve hastalık semptomları oluşmadan kolay bir tedavi olanağı sağlamaktadır.
Oysa tüm semptomlar oluştuktan sonra tedavi olanakları çok kısıtlı
kalabilir. Bir diğer nokta da, bir beden tipi her hastalığa yatkın
değildir. Bazı hastalıklar ise kolay oluşmaktadır. Bir üçüncü nokta
da, tedavide beden tipini bilmenin önemli oluşudur. Çoğumuz biliriz
ki aspirin herkesin ağrısını kesmez veya midesi ağrıyan her kişiye
antiasit verilirse bir gruba iyi gelirken, diğerine pek yararı olmaz.
Başlıca üç grup doşha vardır. Vata, Pitta, Kapha. Bu doşha'lar
temel olarak beş elementten boşluk, hava, su ateş ve topraktan oluşurlar.
1. Doşha Vata'dır. (Boşluk ve havadan oluşur) Özellikleri,
değişken, kuru, hafif, soğuk, küçük, hareketli, sert ve diğer doşha'lara
liderlik etmesidir. Vücutta enerji ve hareketi sağlar, sinir sistemini
çalıştırır. Konuşma, duyu organları ve hareket organları, nefes alıp
vermek, bağırsak ve idrar yolu hareketleri hep bu doşha'ca yönetilir.
Anormal çalıştığında, arttığında, sinirlilik, gerginlik, uykusuzluk,
dinlememe, kuruluk, kabızlık, ağrı, endişe, gaz, üşüme, kasların seyirmesi
gibi durumlar olur. Örneğin soğuk ve rüzgarlı hava, gaz.
2. Doşha Pitta'dır. (Ateş ve nemlilikten oluşur) Özellikleri,
sıcak, keskin, hafif yağlı, hafif sıvı, asidik, acı, ekşi, kokulu,
bağırsakları boşaltıcı etkisi vardır. İştah, susuzluk hissi, ısı dengesi,
görme, cilt rengi ve yapısı. Bu doşha dengede olmazsa aşırı sıcaklık
hissi, cilt problemleri, ülser, görme problemleri, kötü koku, kızgınlık,
aşırı acıkma, susama, yüzde kızarıklık, terleme oluşur.
3. Doşha Kapha'dır. (Su ve topraktan oluşur) Özellikleri, yağlı,
soğuk, ağır, yumuşak, parlak, sağlam ve tatlılıktır. Vücuda kuvvet
ve destek verir, cesaret verir, bağışlama, iyileşme gücü verir. Anormal,
fonksiyonlarda ağırlık, şişmanlık, aşırı yavaşlık, donukluk, depresyon,
alerji, kaşıntı, aşırı uyku verir.

Devamı
|